ERBİL, KANDİL, KÜRDİSTAN...

ERBİL, KANDİL, KÜRDİSTAN...
20-06-2021

Erbil’e giderken otobanda kocaman tabelalarda Qandil ve Mahmur tabelalarını görüyorsunuz. Kürdistan ise Erbil’in başkentlik yaptığı bölgenin resmi ismi.

İsimlere takılmak yanlış, isimlere takılıp düşmek daha da yanlış! Bir yere gerçek isminin dışında isim takınca, gerçek değişmiyor. Yanlış kişilerin doğru ismi kullanması da o ismi kirletmiyor!

PKK, Kürtleri ve Kürdistan’ı temsil etmiyor. Kandil bir bölge ve PKK orada cebren faaliyet yürütüyor. Erbil yönetimi bundan memnun mu kesinlikle değil!

Erbil’e gittiğimiz gün, PKK Erbil’in askeri gücü olan Peşmergeye saldırıp 1 askerini öldürmüştü. 1 gün önce yine PKK Peşmerge'ye saldırıp 5 Peşmerge' yi öldürmüştü. Tüm haber kanallarında Barzani’nin intikam yeminleri vardı.

Bu yeni bir kavga değildi. Barzani ailesi özerk bölgeyi kurmadan önce de kurduktan sonra da sürekli PKK ile bir kavga halindeydi. Amaçları, ittifakları, ideolojileri ve duruşları çok farklıydı. Bugün, PKK Kandil’de kalabiliyorsa, bu ABD’nin desteğiyle, Erbil yönetimine rağmen oluyor!

Erbil yönetimi PKK’yı, PKK Erbil yönetimini kendine bir tehdit olarak görüyor.

Barzani ailesi ve aşireti daha çok muhafazakar ve kültürel bağlarına bağlı bir yönetim isterken, PKK tam tersine Laik, sosyalist, seküler bir yaşam ve yönetim tarzı istiyor.

Barzani yönetimi daha çok kendi bölgesi ile ilgili faaliyetler yürütürken, PKK aldığı ihalelerle Emperyalistlere taşeronluk yapıyor. ABD, PKK/YPG bizim kara gücümüz diye resmi açıklama bile yaptı.

Dolayısıyla, her Kürt PKK’lıdır ya da Kürdistan derken aklıma PKK geliyor tezi yanlış. PKK yönetiminde Türk, Arap, İngiliz, Fransız ve Almanlar’da var. Burada amaç Kürtlük ve Kürdistan değil kendi ideolojik amaçlarına uygun bir kanton oluşturmak. Emperyalistler niye buna destek veriyor, çünkü bölge ile ilgili hesaplarını bu örgüt üzerinden gerçekleştiriyor.

Dinine ve geleneklerine bağlı bir Kürt toplumu, emperyalistlerin işine gelmiyor. Bunun içinde PKK karşıtlarına, toptancı bir Kürt düşmanlığı yükleyerek, araya bir duvar örüyor. Halbuki PKK’yı bitirmenin yolu Erbil’den geçiyor. PKK’nın varlığı, Ankara kadar, Erbil’e de zarar veriyor.

Çektiğimiz fotoğraflarda arkamda görünen bayrak, PKK bayrağı değil Barzani’nin Özerk Kürdistan bayrağı.

2019 yılında Trabzon’da bir turist bu bayrakla fotoğraf çektiği için saldırıya uğramıştı. Defolun PKK’lılar diye bağırıp, şahsı darp eden zevat, aslında PKK’ya hizmet ettiğini bilmeyecek kadar cahildi.

Çünkü PKK’da o bayraktan nefret ediyor. PKK, Erbilli Kürtlerin Türkiye ile ilişkiye girmesini, Türkiye’ye para kazandırmasını, Türkiye ile ortak payda da buluşmasını istemiyor. Bunun içinde bütün basın yayın kuruluşlarında bunun propagandasını yapıyor.

Çünkü Erbilli, hastane için Batman’a geliyor. Alışveriş için Diyarbakır’a gidiyor. Tatil için Antalya, İzmir, Trabzon, İstanbul’a gidiyor ve çok iyi para bırakıyor. Buda KK’nın hiç işine gelmiyor.

PKK’yı sevmiyorsanız, Erbilli, Duhoklu, Zaxolu kardeşlerinize sahip çıkmalısınız. Ülkenizi seviyorsanız, yine onlara sahip çıkmalısınız. Dostunuzu, düşmanınızı iyi tanımalısınız.

Barzani ailesi ilk günden beri PKK karşıtı ve Türkiye dostu. Ataları Molla Mustafa Barzani, Türk pasaportu ile dolaşıyordu. Saddam onlara zulmederken, yine Türkiye kapılarını açmış, yüz binlerce Kürt’ü misafir edip, koruyup kollamıştı.

Ondan önce de Osmanlı sancağı altında beraber savaşıp, beraber güldük, beraber hüzünlendik.

Yani biz biriz. Bizi iki yapmaya çalışanlar, PKK’yı besleyenlerdir. Bunun içinde, kardeşlerimize sahip çıkmalı, onlara değer vermeliyiz.

Şunu da unutmamalıyız. Bizi birbirine bağlayan güçlü bağ, dinimiz, dilimiz ve kültürümüz. Emperyalistler, bizi bu konuda oldukça gerilettiler. Son Erbil ziyaretimde Erbilli kardeşlerimizin de kültürel ve dini konuda gerilediklerini gördüm. Bize göre çok iyiler ama 10 yıl öncesine göre çok geri.

10 yıl önce gittiğimde insanların neredeyse %90’ı geleneksel elbiselerini giyiyordu. Bugün %10 desem, oda değil. Günde 10 kişi ya gördüm ya görmedim. Bu kültürel yozlaşmanın en belirgin göstergesi. Kızlar, erkekler hepsi batılı giyim, batılı tıraş, batılı makyaj...

Dil yine giyim kuşama göre daha iyi korunmuş ama bu gidişle durum sıkıntılı. Kültür ve din zayıflarsa, Emperyalistler sizi daha çabuk parçalayıp sömürürler.

Bu arada Erbil, Duhok, Zaxo, Barzani(KDP) yönetindeyken, Süleymaniye Celal Talabani (KYB) yönetiminde. KYB yani Kürdistan Yurtseverler Birliği sosyalist bir parti ve ilk günden beri KDP ile mücadele halinde. ABD Irak’ı işgal ettikten sonra Celal Talabani Irak Cumhurbaşkanı oldu. Ölene kadar da bu görevi devam ettirdi. (2005-2014)

Talabaniciler, Sosyalist ve Amerkiancı yapılarından dolayı PKK’yı seviyorlar. Onun için Süleymaniye’ye giderken Türk pasaportlulara çok hoş davranılmayabilir. Giden bazı arkadaşlara kontrol noktalarında Kandil’i bombalıyorsunuz, yoldaşlarımızı öldürüyorsunuz gibi saçma söylemlerle zorluk çıkarmışlar. Bizde Süleymaniye’ye gitmedik. Şu ortamda da gitmenizi çok tavsiye etmem.

Sonuç olarak, gezip görmeden, ölçüp tartmadan, bilip bilmeden yorum yapmamak, dost düşman belirlememek gerekir.

Erbilliler ve Erbil yönetimi bizim kardeşimiz, dilimiz, kültürümüz, geçmişimiz bir, onları bizden ayıranlarla, bizi birbirimiz düşürenler de bir. Birbirimize sahip çıkmalıyız. Onlar bize, biz onlara gitmeli, konuşmalı, görüşmeli, ticareti de muhabbeti de artırmalıyız... 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?