ACILARIMIZIN ÜZERİNE KAR YAĞDI

04-12-2015

2015 sonbaharı iyilikler adına anımsamayacağımız hiçbir güzelliği iyiliği sunmadı bize.

Tam tersine büyük kayıpların, acıların yaşandığı bir mevsim oldu.

Bir an önce bu hazan mevsimi geçse de bu yaşadığımız kâbus da sona erse diyorduk.

Nihayet dün ilk karın yağması ile hiç hatırlamak istemediğimiz sonbahar da bitti.

Bitmesi ile soğuk karlı günlerin başlayacağını bile bile bir an önce bitmesini istiyorduk.

Sabah uyandığımızda yılın ilk kar’ının yağdığını görünce sanki barış gelmişçesine sevindik.

Hem zaten barış ve kar’ın rengi de birbirine benzer.

Kar da beyaz, barışın sembolü de beyaz.

Kar’ı görünce birden Cizre, Nusaybin ve Silvan’da sokağa çıkma yasağının uygulandığı günlerde, yaralılarını hastanelere yetiştirmeye çalışırken bir sopanın ucuna beyaz tülbentler bağlayan insanlar geldi gözümüzün önüne.

Bir de son nefesine kadar silahlar sussun, siviller ölmesin dediği için kurşunlara hedef olan barışın elçisi merhum Tahir Elçi’yi hatırladık.

Anlayacağınız demet demet hüznümüz ve acılarımızın üzerine yağdı yılın ilk karı.

Dileğimizce sevinemedik barışın rengi olan kar’ın yağmasına çünkü acılarımız hala tazeydi.

Kim bilir kar dondurucu soğuğu ile belki acılarımızı, hüznümüzü bir an dindirir.

Belki de habersiz gelen kar, beyazlığı ile kararan kalpleri de biraz olsun etkiler.

Kalpleri körelenlerin sürdürdüğü bu savaşın durmasının habercisi olur inşallah.

Savaş durursa korkudan evlere kapanan çocuklar belki tekrar özlemini duyduğu okullarına, sokaklara dönerler.

Kötü haberler duymayalım diye televizyonlarını, radyolarını açmayanlar tekrar haber izlemeye başlar.

Belki bir daha terk etmeksizin barış gelir dağlarımıza, şehirlerimize ve evlerimize.

En çok da bizim kalıcı bir barışa ihtiyacımız var.

Kar gibi beyaz ve içinde hiçbir kuşku bırakmayan bir barışa!

Bunu başaramadıktan sonra hiçbir kazanımın değeri ve anlamı da olmaz.

Bu kışın yakıcı soğukluğunda bizi ancak barış ısıtabilir.

Gelecek günlere umutla bakabilmemizin de tek ilacıdır hem.

Toplum olarak içinde bulunduğumuz karamsarlıktan kurtulmanın yoludur da.

Ama hala bunu anlamayanlar var.

Barış diyenlere düşmanca bakanlar var.

Barış diyenlere kurşun sıkacak kadar akıl tutulması yaşanıyor.

Sorunları silahla şiddetle çözeceklerini inanlar yanılmaktan, hayal kırklığı yaşamaktan bıkmıyorlar.

Onlardaki bu inadın acısı da barışseverler, iyi insanlar ve yoksul halka düşüyor.

……..

Kış geldi.

Dışarıda hava buz gibi.

Acıdan üşüyen yüreklerimizi ancak barış ısıtabilir.

Barış için omuz omuza, kol kola girelim ve bu halkayı büyütelim.

Kar kış demeden hep barışı haykıralım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?