ACISI DİNMEYEN YARADIR DİLİMDE “ KÜRTÇE”

22-02-2019

Bu gün Dünya Anadili Günüydü.
İnsanlar için en temel haklardan biridir ana dil.
Annem hala kendi ana dili dışında tek kelime bilmez.
Ben de okula gidene kadar sadece ana dilimi biliyordum.
Her kişi için en zengin, en duygulu ve en sevdiği dil ana dilidir.
Çok sevdiğim anadilimi ne yazık ki bu gün sadece yarım yamalak konuşabiliyorum tıpkı diğer diller gibi.
Öz be öz dilim olan Kürtçeyi tam bilmiyor olmam, her şeyden önce benim kendi ayıbım ve özrümdür.
Her zorluğa ve her engele rağmen önce kendi dilimi, sonra başka dilleri öğrenmeliydim.
Ana dilimle rahat konuşamam hatta yazamamanın ezikliğini yaşıyorum hep.
Dil yarasının ne kadar acı verdiğini yaşayanlar bilir,  ben de sırf dilimi tam olarak bilmediğim için dil yarasından daha büyük bir acı ile yaşıyorum.  
Dilimle bağım elbette sadece benim tercihimle zayıflamadı.
Benim rızam dışında birçok etken bu duruma getirdi beni.
Ama yine de her şeye rağmen dilimden bu kadar yabancılaşmamın birinci sorumlusu benim.
Kişinin yaşadığı dil sorununu sadece ana dilim olan Kürtçe veya diğer en iyi bildiğim dil olan Türkçe ve ülkemizde kullanılan diğer 4 dilin meselesi olarak bakmıyorum elbette.
Her dil bir zenginliktir, bölücülük ve milletçiliğin bir aracı değil, her dil kendisine göre değerlidir, yaşatılmalı ve sahiplenilmelidir de.
Ama itiraf etmek gerekirse Kürtçe dili günümüzde yok olma tehdidi altındaki dillerden biridir.
Devletlerin kendi sınırları içerisinde konuşulan en önemli kültürel zenginliklerden biri olan anadillerin korunmasına ahlaki bir temelde yaklaşılması gerekir.
Ana dili o kadar çok önemsiyorum ki şahsen ben dil, din, ilişkisinin birbiri ile ilintili olduğuna inanıyorum.
Dilinden koparılan her kişinin, maneviyatı ile de bağlarının da zamanla zayıfladığını düşünüyorum. 
İnsanları dilinden dolayı baskı altında tutmak, asimle etmeye çalışmak, ötekileştirmek, bizi yaratan yüce Allahın kanunlarına karşı çıkmakla da eş değerdir.
Allah bizleri yaratırken hiç birimize hangi anneden doğmak istediğimizi, hangi dili tercih ettiğimizi sormadı.
Bu nedenle her insan için ana dili, ana sütü kadar haktır, helaldir ve kutsaldır.
Bu ülkede yaşayan her bireyin değerlerini kutsallarını korumak devletin görevidir.
Dolayısı ile Mezepotamyanın en kadim halklarından biri olan Kürtlerin çoğunluğunu Türkiye sınırları içerisinde yaşadıklarına göre ana dilerini korumak, dillerini geliştirmesini sağlamak da devletin ilgili kurumların işidir.
Elbette Ak Parti hükümeti tarafından bazı önemli adımlar atıldı.
TRT Kürdi, okullarda Kürtçe dilin seçmeli dil olması, camilerde hutbelerin Kürtçe okunması, birkaç üniversitede Kürt ve edebiyat dili bölümlerinin açılması, mahkemelerde Türkçe bilmeyenlerin ana dilleri ile savunma hakkı tanındı.
Cumhuriyet tarihinden beri Kürtçe ile ilgili atılan en somut adımlar sadece bunlardır.
Ancak TRT kürdi Tv, radyosu ve kısmen de bir iki Üniversite dışında Kürtçe dil ile ilgili yürüyen herhangi somut önemli bir durum yok.
Hele hele okullardaki seçmeli ders işi ise tam bir fiyasko.
Cuma hutbelerinde de birçok camide Kürtçe vaaz verilmiyor.
Kürt Edebiyatı ve dilini bitirenlerin ataması yapılmıyor.
Hala Kürtçe isimlere, diline karşı ciddi derecede önyargılar bulunmaktadır.  
Kısacası devletin Kürtçe dilini korunması ve geliştirilmesini sağlayacak mekanizması sağlıklı işlemiyor.
Bunlardan hiçbiri elbette dilini öğrenmemek, konuşmamak ve unutmak için bir gerekçe olamaz ama hiç kuşkusuz bu saydığım faktörlerde Kürtçe dilinin gelişimini, yaşamasına önünde birer engeldir

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?