ALLAH MESUT ETMESİN!

10-08-2014

Kültürümüzde beddua yoktur. Çok tasvip ettiğimiz bir durumda değildir. Ama bazıları zıvanadan çıktığında, kontrolsüz olarak dökülür bazen dudaklardan…

Geçtiğimiz hafta evde uyuyorum. Büyük bir patlama, çocukların çığlıkları ve ışık huzmesiyle yatağımdan fırladım!

Savaş mı çıktı?

Savaş haberleriyle yatıp uyanan bir milletin aklına gelebilecek ilk ihtimal buydu. IŞİD Batman’a mı indi?

Saate baktım, 00, 15!

Balkondan dışarı korka korka baktım!

Uykunun en tatlı yerinde uyandırılmanın gerginliği ve sersemliğiyle perdenin aralığından baktığımda, devam eden patlamaların yan blokların birinden geldiğini ve birilerinin deliler gibi bağırdığını gördüm ve tabii ki gökyüzünden inen havai fişek ifrazatları…

Allah mesut etmesin, demedim!

Ama inanıyorum ki benim durumumda ki birçok kişi bunu demiştir.

Buna ne hakkınız var!

Yeni evlenmiş gelin damada ilk gecede beddua ettirmeye hakkınız var mı?

Diğer taraftan, saatlerce uğraşıp çocuğunu uyutan anne, vardiyadan yorgun gelmiş baba, sabah erken işe gidecek abi, ilaçla zor uyutulmuş hasta, haberlerde psikolojisi bozulmuş herhangi biri…

Buna ne hakkınız var!

Gece yarısından sonra senin yapacağın taşkınlığı ben çekmek zorunda mıyım? 

Şehri bir uçtan diğerine korna sesleriyle yarıp, sonrada havai fişeklerle ayağa kaldırmak, hangi kitapta yazar?

Buna kim göz yumar?

Hadi diyelim ki yapanlar görgüsüz, ayarsız, hadsiz, peki ya yetkililer ne diyor bu duruma!

Havai fişeklerle, kornalarla ilgili bir düzenleme yok mu?

400 bin kişinin huzurunu kaçıracağınıza, iki kişininkini kaçırın. Alın gelinle damadı merkeze, basın cezayı!

Tüm şehrin huzuru kaçacağına bir ailenin huzuru kaçsın. Bakalım başkaları tekrarlayacak mı bunu.

Hem kuşların, böceklerin atmosferin ve doğadaki tüm canlıların dengesini bozan havai fişeklerin istendiği gibi kullanılması,  ahlaki, dini ve yasal açıdan da sorumluluklar getirmektedir!

Kimsenin kendi keyfi için tüm bir şehri ayağa kaldırmaya, korkutmaya, ürkütmeye, hakkı yoktur! Herkes acısını ve sevincini başkasına zarar vermeden yaşamak zorundadır.

Sınırları zorlamak, nahoş durumlara yol açmaktır.

Yetkililerin de bu nahoş durumlar meydana gelmeden, usulsüzlüklere müdahale etmesi gerekir. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan!

İnsanların birlikte yaşama kültürünü kavrayabildikleri yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın… 

Not: Biz beddua etmiyoruz, başlıkta milletin söylediği ve bizim tasvip etmediğimiz, ama uyarı diye hatırlattığımız bir kalıp bulunmaktadır!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?