ANTALYA’DA OLUNCA TAŞ, SİLAH OLUVERİR

19-10-2014

Kimlikteki adı ile Edibaran Çobanoğlu, namı değer Batmanlı Hedo, Antalya’ya gidince başına gelmedik kalmadı.

Hedo’yu bilirsiniz, hem akıl, hem de ruh sağlığı yerinde olmayan sürekli tehdit ve şantajla halktan para almaya çalışan bir kadın.

Hedo’nun, bu kentte sadaka almadığı kimse yoktur.

Yıllarca trafik ışıklarını kendisine mesken edinen Hedo, elinde bir taş ya kesici bir madde ile araç sürücülerini taciz ve tehdit ederek mutlaka para alırdı.

Sadece trafik ışıklarında değil nerede bir düğün, tören, taziye de varsa Hedo orada olurdu.

Yıllarca ailesi onu dizginlemeye çalıştı, normal bir insan olması için mücadele etti.

Zaman zaman eve hapis ederek zincirledikleri günler de oldu.

Ama hiçbir engel Hedo’yu durduramadı.

Defalarca gözaltına alındı, cezaevinde tutuklu kaldı.

Hedo’nun ruh halinden memnun olmayan ailesi ve devlet, onu tedavi etmek yerine baskı ve şiddet yöntemi ile tedavi etme yolunu seçti.

Bu yöntem de Hedo’yu daha fazla hırçınlaştırdı ve akıl sağlığını yitirmesine neden oldu.

Batman, Hedo’ya dar gelmiş olacak ki Türkiye’nin batısına açılmaya karar verir.

Önce Antalya’ya gider ve orada da günlük nafakasını kazanmak için Batman’daki yöntemlere başvurur.

Para için kapısına dayandığı her sürücüden istediğini alır.

Bir süre işler rayında gider.

Bir gün yine parası tükenince Antalya’nın en işlek caddelerinin ışıklarında soluğu alır.

Antalya'da kırmızı ışıkta bekleyen bir otomobile yanaşır, elide bir elma büyüklüğündeki taşla sürücüyü tehdit ederek para ister.

Sürücü bir süre direnir ama sonrasında Hedo’nun istediği parayı verir ve ardından polisi arayarak ihbarda bulunur.

Polis, olay yerine polis gelir ve Hedo’yu elindeki taşla birlikte gözaltına alınır.

Bu, Hedo’nun bilmem kaç yüzüncü gözaltı olayı olduğu için önce önemsemez.

Polis sanık ve mağdur durumdakilerin ifadesine başvurur.

Davacı şoför, Hedo’nun kendisini ölümle tehdit ettiğini, parayı da zorla aldığını söyler.

Polis, Hedo nun elindeki taşı bir zarfa koyar. Hedo’nun parmak izini alır ve tutuklama isteği ile Savcılığa çıkarır.

Savcılık Hedo’yu azılı bir sanık, taşı ise silah olarak görür. Hedo’ya adam öldürmeye teşebbüs ve gasptan ağırlaştırılmış cezanın verilmesini ister.

Nöbetçi hakim Hedo’nun tutuklanmasına karar verir.

İlk duruşmada mahkeme heyeti, elma büyüklüğündeki taşı silah olarak kabul edip  “silahlı gasp” suçundan toplam 20 yıl hapis cezasına hükmetti.

Mahkeme heyeti, ayrıca duruşmada çıkardığı olaylar nedeniyle Edebiran Çobanoğlu hakkında indirim uygulamaz.

Ne garip bir ülkede yaşıyoruz şimdi anladınız mı?

Yani Hedo yıllar yılı Batman’da elinde taşı ile günlük nafakasını kazanma yöntemini sürdürdü.

Defalarca şikâyet edildi, karakolluk oldu ama elindeki taş hep taş olarak tutanaklara geçti.

Ancak olay yeri Antalya ve Hedo da Batmanlı olunca elindeki taş silah oluverdi.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki yerine ve adamına göre taş silah, silah taş olabiliyor.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki Roboski’de üç beş kuruş için kaçakçılık yapanlar bunun cezasını yaşamları ile öderken, Devlet Bankası yöneticilerinin evinde polisin ele geçirdiği kutu kutu paraları zimmetine geçirenlerin ilişki ağı ve suçu ortaya çıkmasın, yargılanmasınlar diye savcılar görevden alınır, yönetmelikler değiştirilir ve milyonlar bir anda buhar oluverir.

Nereden getirdikleri belli olmayan kutu kutu paralarla yakalanalar hakkında takipsizlik kararı verilirken, Hedo ise elindeki elma büyüklüğündeki taş nedeni ile 20 yıl hapisle cezalandırılıyor. Nerede kaldı hak hukuk? Adalet nerede?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?