ASKIDA GAZETECİLİK GÜNLERİM

13-11-2020

Yazı yazmayı bir süredir askıya almıştım.
Bu sebeple gazetedeki bu köşede tam bir aydır yazılarıma ara vermiştim.
Bir anda köşeme çekildim, kendi kendime.
Yazılara ara vermemin elbette bir değil, birkaç haklı nedeni vardı kendimce.
Bir takım sorun, sıkıntı ve kafa karışıklıkları yüzünden bir tıkanma yaşadım.
En azında kafamdaki bazı sorulara yanıt vermek için böylesi bir karara ihtiyaç duydum.
Batman Sonsöz’den ve Okuyucularımdan uzak kalmam elbette benim için kolay değildi.
Neredeyse tam 7 yıl 80 ay 340 hafta ve 2500 gün, bence müthiş bir istikrar ve emek.
Az değil tabi, verilen çaba ve ortaya konulan devamlılık.
Bunun karşılığında sadece ve sadece olağanüstü manevi bir kazanç ve bu sayede hissedilen bir mutluluk ve haklı bir gurur.
Bırakın şehir sınırlarını, ülke sınırlarını aşan bir okuyucu kitlesi, çok sağlam dost ve arkadaşlıklar.
En önemlisi de ezilenlerin, ötekileştirilen, haksızlığa uğrayanların umudu olabilmek,
Hele hele Batman’da medya alanında, yazıları çok okunan ve güven duyulan kişilerden biri olabilmek.
Bütün bunlardan sonra bir anda kapıyı çarpıp çıkmak kolay değil elbette.
Askıda gazetecilik günlerimde, yazılarıma neden ara verdiğim konusunda birçok kişiye cevap vermekte zorlandım.
Dostluğundan ve iyi niyetinden hiçbir zaman şüphe duymadığım bir çok arkadaş, verdiğim kararı desteklediklerini, Medya ve STK’ların pasifize olup içine kapandıkları bu dönemde yazı yazmamam yönünde düşüncelerini paylaştı.
Elbette onların ne demek istediğini anlıyor ve kısmen hak da vermiyor değilim.
Ama 30 yıldır gazetecilik yapıyorum, hiçbir zaman bizim için rahat olmadı yazmak.
Yaptığımız uğraşının insanlık ve doğa adına, hak savunuculuğu adına, önemli ve kutsal bir görev olduğunun diğer bir taraftan da riskleri olduğunu elbette biliyorum.
Ama şu bir gerçek, bu konuda mütevazi olamayacağım, bu şehre değerlerini koruma, değer katma noktasında ve sorunların üzerine gitmede –çözümünde de emeğim ve katkılarım olmuştur.
Bunda elbette basın kimliğimin olmasında ciddi bir rolü vardır.
Bunu elbette askıda gazetecilik günlerimde daha iyi anladım.
Israrla yazılarımı dört gözle bekleyen okurlarım da bu süreçte ciddi anlamda baskı kurdular.
Elbette yazılarıma ara vermemin sebepleri ile ilgili henüz bir netleşme yaşanmadı.
Yazı yazmamama sebep olan nedenleri, günü geldiğinde sizlerle paylaşacağım elbette.
Ama somut bir delil elimde olmadığı için şimdilik yazılarım yerine sorun ve problemleri askıya alıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle yazılarıma yeniden başlıyorum.
Her şartta ve koşulda umudu yaşatmak ve yeşertmek lazım.
Kesinlikle umutsuzluğa düşmemek gerekir.
Umutlu ve mutlu bir gelecek dileği ile tekrar merhaba diyorum.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?