BAHAR RENGİNDE BİR DÜĞÜN BEKLERKEN!...

26-04-2015

İnsanın içinden bazen yazı yazmayası geliyor.

Bazen insanın eli kalem tutmuyor, bilgisayarın klavye tuşlarına basacak derman kalmıyor.

Susmak istiyor, susarak aslında birçok şey söylemek istiyor.

Ancak bir gazetede senin için ayrılmış bir köşe varsa ve bu köşe senden gelecek yazıyı bekliyorsa, yazmaktan başka bir seçenek kalmıyor. 

Yazmama isteği yazacak bir şey bulmadığından değil yazacak çok şey olduğunda ve bunları, bazı hassasiyetler ve sebeplerden dolayı yazmadığında bu ruh haline bürünmüş bulunmaktayım.

Keşke bir yazarın tepkisini, üzüntüsünü öfkesini dillendirmek için köşesini boş bırakma gibi bir hakkı olmuş olsaydı.

Şayet böyle bir hak olsaydı, inanın bu gün bu köşede bir virgül bile yazılmayacaktı.

Ancak böyle bir hakkımız olmadığı için yazmaktan başkada çaremiz yok.

***

Yazmak istememe sebebine gelince.

Batman son yılların en güzel baharını yaşadığı bir günde bir filinta’nın kanı döküldü Batman sokaklarına.

Bu ölüm herkesi üzdü yaraladı.

Gözyaşları sel olup aktı.

Damat damatlığını, Gelin de gelinliği hazırlamış giyeceği günün gelmesini beklerken geldi ölüm.

Bir hafta kalmıştı düğününe.

Son hazırlıkları yapıyordular.

Bu son yılların en güzel baharında, gelin ve damat düğünlerinin baharın bütün renklerinde ve coşkusunda geçmesi hayallerini kuruyordular.

Damat adayı Abit Nasıroğlu klasik damat giysileri yerine beyaz bir takım elbise giyecekti düğünde.

Arkadaşlarına “Herkes neden mutlu gününde siyah rengi tercih ediyor anlamıyorum” diyordu.

Mutlu gününde gelinle birlikte beyaz elbiseler giyip yüreklerindeki sevinci coşkuyu görünür kılmak istiyordular.

Birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini beyaz elbiseler içerisinde herkes görecekti.

Siyah yas rengidir daha çok” diyordu.

Düğün günü yaklaştıkça Abid’in heyecanı da artıyordu.

Bu heyecan bütün aileyi de düğün hazırlıkları için seferber etmişti.

Aile ve arkadaşları arasında efendiliği, saygılı kişiliği ve delikanlılığı ile tanınıyordu Abid Nasıroğlu.

Tanınmış saygın ailesi kadar Seveni, dostları da çoktu.

Damat ve Gelin adayı Abid ve Diyar’ın düğünü dillere destan bir düğün olacaktı.

Düğünde mutluluğun resimleri çekilecekti, halay zinciri yüz metrelerce uzayacaktı.

Arkadaşları hep bir ağızdan “ki zava, ki zava” diye sevinç çığlıkları atacaktı.

Olmadı, bir daha bu topraklara bir gencin daha kanı döküldü.

On binler Nasıroğlu ailesinin acısına ortak olmak için Abit Nasıroğlu için kurulan taziye evine akın etti.

Bu duruş öldürmeye, cinayetlere karşı gelişen en sert ve anlamlı tepkidir.

Herkes baba Nezir Nasıroğlu ve diğer aile bireylerini teseli etmeye çalıştı.

Bu tür acılar karşısında söz söylemek kelimeleri sıralamak elbette zordur.

Kayabağ köyündeki taziye evinde bu zoru yenen ve en doğru sözler sarf eden HDP’nin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş oldu.

Demirtaş şunları söyledi “Ölüm karşısında hepimiz çaresiziz. O dakika doldu mu bizim çaremiz yoktur. Fakat geri kalanlar sabırla beklemelidir. Bunun için çaba sarf etmemiz lazım. Ölüm acısı karşısında hepimiz sabrı metanetli göstermemiz lazım. Bütün Batman halkının bu ailemizin etrafında kenetlenmesi lazım. Bu tür acıların yaşanmaması için gençlerimizin bu tür olaylarsa can vermemsi için, el ele vermemiz lazım. Gün kardeşlik ve birlik günüdür. Siyasetler gelip geçicidir. Ama insanlık kardeşlik bakidir. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, gönül bağımızı kardeşliğimizi asla unutmamalıyız. Ben Nezir Nasıroğlu’nun metanetli ve örnek bir olgunlukla bu acıyı karşıladığını görüyorum. Acısını yürekten paylaşıyorum. Allah hiç kimseye bir daha böylesi bir acıyı yaşatmasın.”

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürüyordu; “Kardeşlerimiz arasında bu tür olayların can yakan olayların olmaması için elbette ki hepimiz çaba sarf ediyoruz. Ben Nasıroğlu ailesinin bu acıyla birlikte bölgenin halkına halkın içindeki barışa katkı sunduğunu biliyorum. Yıllardır bunun için çaba sarf ettiklerini de biliyorum. Bundan sonra da böyle bir çabalarının olacağını da biliyorum”

Aslında sayın Demirtaş’ın sözlerinin üzerine söylenecek bir kelime dahi bulamıyor insan.

Temennimiz bir daha kimsenin parmağının bile bir daha kanamamsıdır.

Bakanlar, Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve bütün siyasi parti temsilcileri, İlin mülki amirleri her kesimden her mevkiden insanlar Nasıroğlu ailesine destek için günlerdir köydeki taziye evine akın ediyorlar.

İnsanın insan eli ile öldürülmesine ve katillere en büyük cevabı taziyeye akın eden on binler verdi aslında.

Sonrasında da bu ülkenin mahkemeleri hak ettiği cezayı katillere vererek cezalandıracak. 

Bizde buradan Başta Nezir Nasıroğlu olmak üzere bütün aileye başsağlığı ve sabır diliyoruz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?