BAHAR VE BARIŞ

03-03-2015

Geçen sonbahar diğer yıllara oranla daha uzun sürdü.

Gerçek bir sonbahar gibi geçti, bunu açıkça hissettik.

İlkbaharda açması gereken birçok çiçek sonbaharda açtı.

Çayır çimen rengârenk oldu bu sene.

Sanki sonbahar güzellikleri ile bir şeyler müjdeliyor.

İklimler gerçek ruhunu bulmuş sanki bu yıl.

Kış mevsimi de çok sert geçmedi.

Yağan karlar eziyete dönüşmeden, kısa sürede eridi…

Dondurucu soğuklar da pek yaşanmadı.

Zaten kış da çok çabuk geçti.

Ardından toprağa düşen üçüncü ve son cemre ile bahar geldi.

Beraberinde barış umutlarını da getirdi.

Ne çok da yakıştı birbirine bu iki kelime; bahar ve barış.

Bu ülkedeki savaşın tarafları barışa dair ilk kez bu denli kararlı ve güçlü bir ortak açıklama yaptı.

Silahların bırakılmasına ilişkin bahar mevsimine denk gelen açıklama, daha bir umutlandırdı herkesi.

Bu çağrılar yerini bulursa, dağlarda silahlardan çıkan barut kokusu yerine nergis kokusu sarmalayacak bu yıl.

Toprağa kardeş kanı akmayacak.

Analar, bacılar ağlamayacak.

Bundan daha güzel bir gelişme olabilir mi?

İnsanlar sevinçten avazlarının çıktığı kadar bağırıyor;

“Hoş geldin bahar, hoş geldin barış” diye.

Barışın müjdesini, ilk adımlarını gördük artık, umarız bundan sonra geri dönülmez.

Elbette 30 yıllık bir savaşı bitirmek kolay olmayacak.

Barışmak savaştan daha zordur.

Ama zoru başarmak herkesin yararına olacak.

Savaş herkesin zararınadır.

Bakmayın siyasilerin birbirlerine barış ile ilgili “samimiyetsizlik” açıklamaları yaptığına.

“Şöyle olmazsa, böyle olmazsa barış olmaz” diyenler, bir de halkı dinleseler ne iyi olur.

Herkesin ortak temennisi “demokratik hakların tanındığı, özgürlük ve eşitliğin sağlandığı, kardeşlik ekseninde ülkemizde silahların değil, barış ortamında siyasetin konuşmasıdır”

Artık nefret ve öfke dilinden vazgeçmek lazım.

Şiddetten, silahtan, kandan, gözyaşından kurtulmak lazım.

Şunu her iki kesim de iyi bilsin ki; kim ki savaşta ısrar eder, barışı ötelerse dünyada da ahrette de o kaybeder…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?