BARO’YA CEVABIMIZ…

07-05-2017

Cesur gazetecilik, meslek ahlakı ve ilkeleri ile hareket eden Batman Sonsöz Gazetesi, bugüne kadar, duyumunu aldığımız hiçbir istismar ve şiddet olayını görmezden gelmemiştir.

Çünkü farkındayız; istismar ve şiddet suçu, toplumuzda en fazla tepkisiz ve cezasız kalan suçtur.

Taciz ve şiddette bulunanlar; yargılanırlar veya yargılanmazlar, cezaevi yatarlar ya da yatmazlar, kefaletle tahliye edilirler ya da edilmezler, bu süreçten sonra toplum içerisinde hiç bir şey olmamış gibi rahatça toplumda yerlerini almaya çalışırlar.

Toplum ise sessiz ve tepkisiz bir şekilde, olup biteni kabul ediyor ne yazık ki.

İstismar ve şiddet olaylarını görmezden gelip, halı altı ederek neyi amaçlıyor?

Tutundukları saçma sapan bir gerekçe var:

Batman’ın adı lekelenmesin…

Batman’ın kötü reklamı yapılmasın…

Batman’ın imajı bozulmasın…..

Oysa kadın veya çocuklar şiddet görüp, taciz ediliyorsa, toplumun buna sessiz kalması, başlı başına bir utanç ve kahroluştur zaten…

***

Evvela kısa bir hatırlatma yapayım;

20 Nisan 2017 tarihli gazetemizde “Batman, İstismar İddiasıyla Çalkalanıyor” başlığı ile utanç verici bir haberi manşete taşımıştık.

Aralarında tanınmış sima ve işadamlarının da bulunduğu bir grubun, 2 kız çocuğuna istismarda bulundukları ve Batman Adliyesinde hakim karşısına çıktıklarını yazmıştık.

Haber Takibi”ni yapmak için çırpınmamıza rağmen ne yazık ki gerekli bilgilere ulaşamadık.

Ulaşmak istediğimiz bilgiler, şahısların kimlik bilgilerinden ziyade;

Olayın nerede, ne şekilde yaşandığı ve nasıl ortaya çıktığını öğrenip kamuoyu ile paylaşmak, en önemlisi de kamuoyu baskısı ile sanıkların suç delillerini karartmalarını engelleyip, hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını sağlamaktı.

Tanınmış şahısların olduğu dosya için gizlilik kararı alınmış olmalı ki yeterli bilgilere ulaşamadık.

Çareyi, Baro’yu aramakta bulduk.

Muhabirimiz Yusuf Kavak, Baro Başkanı Abdülhamit Çakan’ı konu ile ilgili aradı.

Telefona yanıt alamayınca bu kez ben bizzat Baro’dan başka avukatlara ulaştım.

Hakkını yiyemem, Batman Barosundan bir avukat, gerekli bilgileri edinmek için dosyaya ulaşmaya çalıştı.

Ancak dosya ile ilgili edindiğimiz bilgiler ye yazık ki sınırlı kaldı.

Aynı hafta, başka bir gazeteci arkadaşımız da “dayının, yeğenine istismarını” yazmıştı.

Batman’da, aynı hafta iki istismar olayının yayınlanmış olması, Batman’ı ayağa kaldırmaya, istismar ve şiddet olaylarına karşı yekvücut olup güçlü bir tepki göstermeye yetmeliydi diye düşündük.

Ama nafile…

yaşanan utanç verici istismar için  Baro da dahil, hiçbir kadın dernek ve sendikalarından, siyasi parti ya da kadın kollarından olayla ilgili bir karşı açıklama görmedik ve duymadık.

Kör, sağır ve dilsizi oynadı adeta Batman.

***

Baro Kadın ve Çocuk Komisyonlarının, dosyaya müdahil olup, olayın takipçiliğini yapmak için gerekli müracaatları yapacağını henüz yeni öğrendik.

Baro’nun dosyaya müdahil olması, bilgiye ulaşmamızı kolaylaştırır diye düşünmüştük.

Ne de olsa kentin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biriydi ve her türlü hukuki olayın takipçiliğini yapabilecek ilk sivil toplum kuruluşu idi.

Fakat beklentilerimiz, yine yerine ulaşmadı…

Baro’dan, kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama bekledik.

Baro’nun, dosyaya müdahil olma başvurusu ne durumda bilmiyorum ama 20 Nisan’da yayınlanan haberimiz için bugüne dek hiçbir açıklama gelmedi.

***

Başyazarımız Recep Kavuş ve sonrasında ben, sivil toplum kuruluşlarının bu çıldırtıcı sessizliğini kaleme aldık.

Bu tür olaylarda sessiz kalmanın yanlışlığına vurgu yaptık.

Toplum ne kadar güçlü bir ses çıkarırsa, bu tür olayların ardı ve arkası da o kadar hızlı kesilebilir” mesajını vermek istedik.

Baro ve bazı kadın derneklerine yönelik eleştirileri makalemize taşıdık.

Fakat kaleme aldığımız yazılardan sonra Baro’nun konuyla ilgili detaylı bir açıklamayı bize yapmasını beklerken, ne yazık ki Baronun istismar olayları karşısındaki savunma ve bize karşı suçlamalarını son yaşanan çocuk istismarı ile ilgili tek satır bile  yazmayan  başka bir gazetenin sayfalarından okuduk.

2016’da takip ettikleri dosyalarda faillere çok yüksek cezalar çıktığını, 2017 yılı içerisinde 10’a yakın çocuğa yönelik cinsel istismar, kadına yönelik cinsel istismar, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri davalarına müdahil olduklarını belirtmiş Baro Başkanı Abdülhamit Çakan.

Bütün istismar olaylarının takipçisi olduklarını ısrarla belirtmiş.

İşadamlarının, farklı meslek gruplarının da aralarında olduğu bir grup tarafından 2 kız çocuğuna yönelik istismar olayının da takipçisi oldukları mesajını çıkardım konuşmalarından.

Ancak davaya ilişkin halen net ifadeler yer almıyordu konuşmasında.

Oysa avukat ve hatta Baro başkanı kimliğini üzerinde taşıyan birinin, bu tür davalarla ilgili somut verileri muhatabı olan bizlerle paylaşması bu kadar da zor olmamalı.

***

Şimdi gelelim yanıt bulması gereken sorulara;

* Batman Barosu, hem gazetemizde çıkan hem de diğer gazeteci meslektaşımız tarafından ulusal basına servis edilen istismar olayları karşısında, neden kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama yapma gereği duymadı?

* Dosya ile ilgilenmek, sadece mahkemeye gidip gelmek demek midir? Bu konuda neden kamuoyuna açıklama yapılarak, toplumun da desteği alınmıyor?

* İstismar olaylarını haberleştiren gazetecilerle görüşmek ya da kamuoyuna kitlesel basın açıklaması yapmak yerine, bu iki istismar olayına değinmemiş bir gazeteye demeç verilmesindeki amaç nedir? 

* Baro’dan bilgi alabilmek için illa Baro Başkanına mı ulaşmak gerekir? Kadın ya da Çocuk Komisyonlarında yer alan avukatlar, bilgi alma ve demeç verme hak ve ehliyetine sahip değiller mi?

* İstismar olaylarının üstünün kapatılmasına en başta karşı çıkması gerekenler (hukuk ve avukatlık dernek ve sendikaları, kadın dernek ve sendikaları, siyasi partilerin kadın kolları) bu iğrenç olaylar karşısında sessizliğini neden-nasıl koruyabildi?

***

Kaybediyoruz…

Toplum olarak vicdanımızı, sorgulayıcılığımızı, değerlerimizi kaybediyoruz…

Böylesi bir olayı bile fırsat bilip, bizi yıpratmanın peşine düşenler, aldıkları vebalin farkında değiller.

Gün, birbirimizin haberlerini çürütüp, olaydan nemalanma günü değil ve olmamalıdır.

Ortada fuhuş batağına sürüklenmiş, mağdur edilmiş 2 kız çocuğunun hayatı ve geleceği varken, bunun üzerinden kişisel hesapların peşine düşmek ne derece doğrudur?

Biz Sonsöz Gazetesi olarak bu tür olayları kaleme alıp bir daha bu tür utanç verici hadiselerin yaşanmaması ve suçluların hak ettikleri cezaları alması için haber ve makalelerimizi yazmaya devam edeceğiz.

Mesleğimize gölge düşürmemek, vicdanımızı rahat tutmak ve en doğru bilgiye ulaşmak için bütün kanalları kullanmaya devam edeceğiz.

Şu da çok iyi bilinmelidir ki niyetimiz kesinlikle Baro’nun saygınlığına gölge düşürmek değil aksine görevini en iyi şekilde yapması için son derece iyi niyetle sorumluluklarını hatırlatmaktır.

Bundan başka hiçbir amacımızın olmadığı, başta Baronun ve kamuoyu tarafından iyi anlaşılmalıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?