Haftanın yedi günü içerisinde Pazar, genelimiz için sessizlik ve tatil günüdür.
Şehirlerde yaşayanlar için huzur içerisinde uyumak, dinlenmek ve sakin bir gün geçirmek için Pazar günleri büyük bir fırsattır.
Peki, Batman’da tatil gününde durum nasıl, bu gün ona değineceğim.
Bir tatil gününde, şehrimizde güne başlangıç saatlerinden başlayarak anlatacağım bu yazımda.
Artık tüm günün nasıl berbat geçtiğini de siz düşünün.
Yaşamımdaki en son Pazar sabahı güne nasıl başladığımı abartısız olarak anlatacağım size.
Sabah saatlerinde henüz şafak ışıkları dünyamızı aydınlatmaya başlamamışken, çöplerde rızkını arayanlar ve çöp bidonlardaki artıklardan para edenlerin ayrıştırma sesleri ile güne merhaba dedim.
Sokağın başında inşaat temel kazısı yapan iş makineleri sesleri, saat 6 gibi duyulmaya başladı.
Kapıcı bina içindeki çöpleri büyük bir gürültü ile 7 gibi topladı.
Saat 8’de sokağımızdaki asfaltlamadan dolayı düşük kotta kalan baca yükseltme çalışmaları, hilti desteği ile büyük bir gürültüyle başladı.
Aynı saatlerde kışa hazırlık için odun mu kesiliyordu yoksa bir yerlerde ağaç budama mı yapılıyordu keskin bir hızar sesi duyuldu.
Sonra bizim eve yakın mesafedeki okulun hafta sonu kursları dolayısı ile açık olmasından dolayı 45 dakika arayla çalan zil sesi duyuldu.
Dolmuşçular hiç boş durur mu?
Her zaman olduğu gibi onların da olduk olmadık yerde çaldıkları korna sesleri duyuldu.
Bizim gibi erkenden uyanan apartman sakinleri de bunca gürültüye katkı sunmasa olurlar mı hiç?
Binanın tüm dairelerinden yükselen takır tukur sesleri ile sanırsınız bir orkestra kurulmuş, prova yapıyor apartmanımızın değerli insanları.
Ne kadar huzurlu bir sabah değil mi?
Bizim sokakta olmayanları da anlatayım da Batman’da bir Pazar sabahının ne kadar berbat olduğunu siz düşünün.
Sokak aydınlatması için direk monte işi de iki sokak üst tarafımızda idi.
Yeni tamamlanan kaldırım yüzeyindeki artıkların makine ile temizlenmesi, Allah var bize biraz daha uzaktaydı.
Anlayacağınız öyle bir gürültü vardı ki sanırsınız Batman’da sadece Pazar günleri çalışılıyor.
Çünkü haftanın 6 gününde yapılmayan, tamamlanmayan işlerin sadece Pazar günü tamamlama telaşı vardı adeta
Hadi rızkını çöpte arayan yoksullara bir şey demem bu ayıp hepimizin, sadece onların değil.
Peki, başta kamu kurumları çalışanları, dolmuşçular ve inşaatlar, apartman sakinlerine, kapıcılara ne demek lazım?
Bir Pazarımız var onu da elbirliği ile zehir ediyorlar bize.
Gürültü korosunun, kamuda çalışan uyanıkların özellikle sırf fazla mesai yapıp cebe para indirmek için tüm işleri hafta sonlarına bıraktığı iddia ediliyor.
Biz yutmuyoruz bu uyanıklıklarını ama onlar amirlerine yutturup her Pazar mesaiye kalmaktan utanmıyorlar.
Bir babayiğit çıkıp “olağanüstü durumlar hariç Pazar günleri kamuda çalışan işçilerin mesaiye bırakılmasını yasaklıyorum” demeyecek mi?
Hem onların da çoluk çocukları ile ilgilenmesi, haftada bir gün dahi olsa dinlenme hakkı vardır.
Ama bunu bile bile her Pazar kendilerine de bize de eziyet ediyorlar.
Ama ne yazık ki para, gözlerini kör etmiş, ne kendilerini ne de başkasını düşünecek durumda değiller.
Bu anlayış yüzünden şehrimiz, Pazar günlerini tatil günü gibi sakin bir şekilde geçiremiyor.
Gürültü, patırtı yüzünden Pazar günümüz zehir oluyor.
Ey bu şehri yönetenler; bu tatsız durumu görüp fark etmiyor musunuz?
Haftada bir günümüzü sessiz ve sakin geçirmek için neden gerekli önlemleri almıyorsunuz?
