BATMAN’DAKİ DEPREMZEDELER NE OLACAK?

03-02-2020

Elazığ depreminin yaralarını sarmak için herkes seferber olmuş gibi bir hava var.
Kimisi gerçekten ciddi manada yaraların sarılmasını sağlamak için yoğun bir çaba içerisinde kimisi de her zaman olduğu gibi mağduriyetler üzerinden şov peşinde.
Batman’dan siyasiler, odalar, iş insanları, dernek başkanları, Elazığ’a gidip 3–5 battaniye veya bir iki koli gıda yardımı ile birlikte fotoğraf çekip sosyal medyada marifetmiş gibi paylaşıp aynı gün geri dönüyorlar. 
Sanırsın ki depremzedelerin barınma, gıda ve diğer bütün sorunlarını çözmüşler.
Kim ki zor durumdaki insanlara zerre kadar yardım ederse, yaptığını gören görüyor ve karşılıksız da kalmıyor.
Ama yapılan yardımın tanıtımını yapmak bana göre ahlaki değil.
Orya gidip hiçbir yardım yapmadan fotoğraf çekip dönenler bile var.
Yaptıkları tek şey sadece gösteriş ve geleceğe yatırım.
Ayıptır, günahtır.
Bari zor durumdaki insanların üzerinden prim yapmaya kakışmayın.
Yüreği yanarak, büyük bir özveri ile depremzedelere gösterişe kaçmadan, yardımda bulunanlara değil sözüm elbette.
Batman’dan Elazığ’a yardım amacı ile gidenlerin derdi şayet zor durumdaki insanlara yardım etmekse inanın deprem bölgesinde en zor durumdaki insanlar kadar çaresiz insanlar var şehrimizde.
Buyursunlar onlara yardım etsinler, takdir edelim bu hareketlerini.
Şehrimizde onlarca aile tanıyorum, evleri başlarına yıkılacak neredeyse.
Yiyecek gıdaları yok.
Ev gereçleri yok.
Büyük yokluk yaşıyorlar.
Hazır yardım duygularınız kabarmışken bir zahmet onlara da yardımlarınızı esirgemeyin. 
Mağdur hemşerilerimiz depremzede değil ama depremzedeler kadar zor durumda, çaresiz ve yardıma muhtaçlar.
Geçen bir yazımda söz etmiştim ya Batman’da bazen arzuhalcilik de yapıyoruz diye.
Zor durumdaki insanlar “derdimi en iyi sen yazıya dökersin” deyip bize arzuhaller yazdırıyorlar.
En son Cumhurbaşkanının Eşi Emine Erdoğan’a mektup yazdırmak için gazetede günlerce beni bekleyen Zübeyde Güner’in mektubunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Mektubunu yazdıktan sonra bana “ben yollamasını bilmem hem param da yok. Bir zahmet sen yollarsın mektubu” diyen Zübeyde’nin ağzından benim de parmaklarımdan yazıya dökülen mektubu sizlerle olduğu gibi paylaşıyorum;  

SAYIN Emine ERDOĞAN;

Ben Batman’da Seyitler Mahallesinde oturmaktayım. 11 yıldır eşimi kaybettim 1 çocuğumda yatalak hastadır.  
7 yetim çocuğa bakıyorum. 
İşsizim hiçbir sosyal güvencem yok.  
Üstelik alakam olmayan bir suçtan dolayı 2 yıl hakkımda verilmiş hapis cezam var. 
Cezam Yargıtaya gönderilmiş. 
Cezam onaylanırsa çocuklarım kimsesiz kalacak. 
Böbrek, kalp ve tansiyon hastayım. Sağlığım iyi değildir. 
Yoksulluktan yokluktan ne yapacağımı bilemiyorum oturduğumuz ev üzerimize yıkıldı yıkılacak gibi.  
Bu kışın Batman gibi bir yerde soğuktan açlıktan, yokluktan perişan bir vaziyetteyiz.  
Ne yapacağımı bilemiyorum. 
Çaresizlikten 17 yaşında 5 ay önce oğlum Bengi Güner intihar etti.  
Size bu mektubu yazmamın sebebi önce Allaha, sonra size ve Reisi Cumhurumuza sığınıyorum.  
Çalmadığım kapı kalmadı derdimize kimse çare olmadı. 
Çok zor durumdayız. 
Perişanız.
Yokluk ve yoksulluk içerisindeyiz.  
Bu dilekçeyi yazdıracak ne tahsilim ne okuma yazmam nede param vardı. 
Bir hayırsevere yalvardım meramımı o yazıya döktü.
Yerel yöneticilerden umudumu kestim. Sizden ricam ne yapacaksanız siz yapın ve siz ilgilenin.
Yalvarırım sesimi duyun, çaresizim perişanım.  
Sizden yardım ve hayırlı haberler bekliyorum.
Saygı ve hürmetlerimle.

Mektup kısaca böyle. 
Zübeyde gibi onlarca kişi Batman’da çaresiz durumda. 
Gazete ofisinde bu yazıyı yazdığım sırada bir kadın girdi içeri elleri üşümüş dudakları soğuktan titriyordu.
“Seyitler Mahallesinde oturuyorum evimde tek lokma yiyecek yemek yok çocuklarım aç ve perişan Allah rızası için elinizden ne gelirse yardım edin” dedi.
Adı Azize Çalgıcı’ymış.
İkisi de kadın ve çaresiz bunlar gibi yüzlerce perişan durumda aile var ve inanın 7 büyüklüğünde deprem yaşasalar ruhsal ve ekonomik olarak ancak bu kadar etkilenirlerdi.
Bu kar kışta şehrimizde yaşayan 20 bine yakın Suriyeli Mültecilerin de durumu farklı değil.
Yardımseverlerin ve kurumların başta seyitler, İluh, Petrolkent, Yavuz Selim Mahallerindeki çaresiz insanlara yardım etmeleri çağrısında bulunuyorum. 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?