BATMAN EKONOMİSİNDEKİ İSTİKRARSIZLIĞIN NEDENİ

30-03-2016

Batman, zengin yeraltı ve yer üstü zenginliklerine rağmen kent olarak ekonomisi iyi değil.

İşsizliğin baş belası olduğu bir kenttir.

Herkesin gözü sabit geliri olan bir iştedir.

Neredeyse her Batmanlının hayali bir resmi kurumda bir gün işe girmektir.

Eskiden olduğu gibi kamu kurumlarındaki kadrolar satılmış olsaydı, en pahalı satışlar Batman’da yapılırdı.

Kadro satın almak için binlerce Batmanlı sıraya girerdi.

Sadece fakirler değil, zenginlerin de hayalidir kamuda işe başlamak.

Devlet işinde çalışma isteği, biraz ticaret alanındaki istikrarsızlık, biraz da özgüven zayıflığından geliyor.

Sebep olarak birkaç neden daha sıralayabiliriz.

Batmanlılar ticarette genelde risk alamıyor.

Çok ortaklı işletmeler kuramıyorlar.

Gelişmenin önemli ayaklarından biri olan kooperatifçilik, Batman’da bir türlü gelişmiyor.

Mesleki anlamda hep benzer işlerle uğraşılıyor

Ticarette rekabete dayalı bir anlayış mevcut değil.

Meslek odaları ve yerel yönetimlerin, girişimciliği artırma yönünde bir plan ve çalışmaları yok.

Bunun gibi daha onlarca sebep sıralamak mümkündür.

Bütün bu olumsuzluklar yanyana gelince Batman’da ekonomik anlamda bir türlü istikrar sağlanamıyor.

Bütün bu sıraladıklarımızdan ayrı ama bizce en önemli nedenlerden biri de Batmanlıların lükse olan meraklarıdır.

Trafikteki lüks arabalara,  fiyakalara, büyük alışveriş merkezlerine baktığınızda sanırsınız ki Batman, dünyanın en zengin kentidir.

Oysa hiç de öyle değildir.

Örneğin her açıdan olduğu gibi ekonomik anlamda gelişmişliğini tamamlayan Kayseri’de bir fabrikatörün binmediği arabaya Batman’da en sıradan bir esnaf veya birkaç dönüm arazisi olan çiftçi binebiliyor.

Konfor, sadece arabayla sınırlı değil, giyimde, içinde oturulan evler de olabildiğince ileri düzeyde.

Her evde birden fazla otomobil var neredeyse.

Bir de aşırı düzeyde israf ve savurganlık da söz konusu. 

Bütün bunlar üst üste binince kent olarak istenen ekonomik gelişim bir türlü sağlanamıyor.

Devletin üretim alanlarından çekilmesi ve kamudaki hassas noktalar hariç tüm alanlarda taşeron marifeti ile hizmet satın alınmasına bağlı olarak kamuya alınan personel sayısı gittikçe azalıyor.

Bu gerçeğe rağmen hala birçok Batmanlının en büyük hedefi, bir kamu kurumuna demir atmaktır.

Oysa bu hayalden ötesi de mümkün.

Kadro satın almak için gözden çıkarılan parayı veya kullanılan lüks araba paralarını bir araya getirerek her 4–5 kişi, küçük ölçekte bir fabrika veya bir imalathane kurabilir.

En basitinde, devletin çok avantajlı desteklerinden faydalanarak bir süt entegre tesisi kurulabilir.

Bu, çok zor ve imkânsız bir şey değil.

Ama bunun için her şeyden önce anlayışın ve bakış açısının değişmesi gerekir.

Bu değişimi yaratmak konusunda biz basının, ticaret ve sanayi ile ilgili meslek odalarının, yerel yöneticilerin sorumluluk alması gerekir.

Bu sorumluluk bilinci ile bu yöndeki ilk adımı atıyoruz.

İnşallah bizden ve diğer ilgili kurumlardan da devamı gelecektir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?