BATMAN’I BEKLEYEN TEHLİKE

28-06-2015

Batman, birçok sorunla boğuşan bir kenttir.

Çok sorun olunca da bazı sorunlar, diğer sorunları gölgeliyor ve görünmez kılıyor.

Görünmez kılınan sorunlardan biri de, kentimizde suça bulaşmanın gün geçtikçe artmasıdır.

Çeteleşme, mafya, hırsızlık, uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, bahis gibi suçlar, neredeyse istihdam sorunu gibi sıradanlaşmış durumda.

Yeni neslin önemli bir kesimi, kolay yollardan zengin olmak ve toplumda itibar sahibi olmayı eğitimle, emekle, akılla elde etmek yerine illegal yollardan kısa sürede kazanmanın hayali içerisinde.

Maneviyatın gittikçe zayıfladığı günümüzde, özenti duyan ve hırslarının peşinde koşan bir nesil gelişiyor.  

Bu da toplumda ciddi manada ruhsal çöküntüye, şiddet kültürüne, haram ve helal olanı ayırt edememe sorununa, ahlaki değerleri yitirmeye, dil, kültür ve dinden uzaklaşmaya, fuhuş, sapık ilişkilere yönelmeye, madde bağımlılığının gelişmesine ve şans oyunlarının yaygın hale gelmesine neden oluyor.

Bu ruh haline bürünenler bir süre sonra suçlu olarak karakol ve adliyelik oluyorlar.

Birkaç gözaltı ve hapishane tecrübesiyle korkularını atlattıktan sonra suç makinesine dönüşüyorlar. 

Devletin adli kayıtlarında, doğum hanesinde Batman yazanların sicil bilgileri, günden güne daha da bozuluyor ne yazık ki.

Adliye, açılan davalar nedeni ile yoğun bir mesai içerisinde, cezaevleri neredeyse dolmuş taşmış, karakollara her gün 10’larca vaka intikal etmekte.

“Nasıl olsa biz yakalıyoruz, mahkemeler bırakıyor” diye hakkında işlem yapılmayanların da haddi hesabı yok.

Sokakta adım başı suç işleyenlerle karşılaşmak mümkün.

Dilencilik yapmak, küçük yaşta ve kaçak işçi çalıştırmak, kişiler arasında ve aile içinde yaralamalarla sonuçlanan şiddet vakaları, ufak tefek olarak değerlendirilen hırsızlıklar, okul çevrelerinde çocukları haraca bağlamak neredeyse suçtan bile sayılmıyor. 

Her suç işleyenin hakkında adli tahkikat yapılıp siciline işlense durumun vahameti o zaman daha net görülecektir. 

Bu toplumsal gerçeklik üzerinde durulmalı, bu sorun sebep ve sonuç ilişkileri açısından araştırılmalıdır.

İşlenen suçlar farklı zaman ve mekânlarda olduğu için çok derinden hissedilmiyor, sonuçları ve etkisi ise görülmüyor.

Hepsi bir araya getirildiğinde işin ciddiyeti daha net anlaşılıyor.

Örneğin 5–7 Ekim olayları esnasında durumdan istifade edip bankaları, büyük marketleri yağmayanların kimler olduğu, amaçlarının ne olduğu, araştırılmadan geçiştirildi.

O günlerde kentimizde yaşanan yağma ve talan, Kobanê ile ilgili tepkiden ayrı olarak ele alınıp üzerinde durulması gereken bir sosyal patlamaydı.

Gerekli önlemler alınmasa Batman’ı 5–7 Ekim olaylarından daha büyük sosyal patlamalar bekliyor.

Öyle 100–200 kişinin kurslar gördüğü toplum merkezleri ve SODES’in birkaç sosyal sorumluluk projesi ile bu sorun çözülemez.

Bu sorun sadece cezalandırmalar ve adli önlemlerle de çözülemez.

Bunun için her şeyden önce değerlerine bağlı bir neslin yetişmesini sağlayacak güçlü bir alt yapıya ihtiyaç var.

Bu yapıyı oluşturmak sadece devletin görevi değil, toplumun bütün dinamiklerinin görev ve sorumluluğudur.

Bizi bekleyen tehlikenin iyi analiz edilmesi, ciddi ve kalıcı önlemler alınması gerekir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?