BATMAN’IN POTANSİYEL MAĞDUR VE SUÇLU AVUKATLARI

13-12-2019

Batman Barosu'na bağlı bir gurup kadın avukatların ortaya attığı bir taciz olayı, günlerdir tartışma konusu olmayı sürdürüyor.
İddiaya göre bir erkek avukat, mini etek giyen bir kadın avukatın gizlice fotoğraflarını çekerek iletişim gruplarında paylaşmış.
Yapılan basın açıklamasında, olayın Batman Adliyesi'nde vuku bulduğu ve bunun alenen bir taciz olduğu belirtilirken, kadın avukatlar bu iddia karşısında sessiz kalmayacaklarını aktarıyordu.
Bu açıklamadan sonra Batman Barosu harekete geçerek, olayla ilgili soruşturma başlattı.
Bu soruşturma sonuçlanana ve failler bulunana kadar Batman Barosuna kayıtlı 311 erkek avukat potansiyel suçlu, 108 kadın avukat da potansiyel mağdur olarak görünüyor.
Çünkü açıklama yapan kadın avukatlar, mağdur ve tacizci avukatın kimler olduğu ile ilgili ortaya somut bir delil ortaya koymadı.
Böyle hassas bir konu ile ilgili hele hele hukukçu kimliğine sahip bir gurup çıkıp açıklama yapma gereğini duymuşsa mutlaka canları yanmış ve ortada mide bulandıran bir durum vardır.
Ancak Batman Barosuna bağlı bütün erkek avukatları itham edeceklerine, keşke suçlu kimse direk adına vermiş olsaydılar ve suçlunun cezalandırılması için baronun işleyişi içerisinde öncelikle bir soruşturma başlatma yolunu seçseydiler.
Yine bu açıklamayı yaparken, başta Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Baro Yönetimini de yanlarına alıp birlikte açıklama yapsaydılar. 
Doğrusu bu açıklamayı yaparken Baro Yönetimi ile iletişime geçtiler mi geçmediler mi bilemem, ancak hangi avukata sordum ise ne mağdur ne de suçlu avukatın kim olduğunun tam olarak bilenmediğini belirttiler.
Bu belirsizlikle birlikte, Batman Barosuna kayıtlı olan tüm avukatlar, zan altındadır.
Bu yüzden bir an önce bu konunun soruşturulup, gerçeklerin kamuoyu ile paylaşılması gerekir.
Çünkü bu mesele Baronun iç meselesi olmaktan çıktı ve basın yolu ile yankıları Batman dışına ulaştı.  
Elbette taciz ve tecavüzcünün yaptığı yanına kâr kalmamalı, hem cezalandırılması hem de deşifre edilmesi gerekmektedir.
Şayet iddialar doğruysa yapılan çirkinliğin örtbas edilmemesi ve gizlenmemesi gerekir.
Kim suçluyu koruyorsa ve gizliyorsa o da bu suçun ortağıdır.
Nasıl ki kimsenin, erkek avukatların nasıl giydiklerine karışma hakkı yoksa, kadınların giyimlerine de kimsenin karışma hakkı yoktur.
Sadece avukatlar arasında değil, bütün mesleklerde kadınların hal, hareket ve giyimlerini sınırlandırmaya kalkışanlar olabiliyor.
Bu, yabancısı olduğumuz bir durum değil. 
Sırf benzer gerekçelerle şehrimizde Amine Demirtaş örneğinde olduğu gibi kadınların yaşamından edildiğini de biliyoruz.
Yine şehrimizde yaygın olan kadın intiharlarının temelinde kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olduğu da bir gerçektir.
Kadın hakları ve özgürlükleri açısından çok büyük sıkıntıların yaşandığı bilinmektedir.  
En çok da bu sıkıntıları avukatlar biliyor ve bununla mücadele ediyorlar.
Hal böyle iken kadına yönelik tacizle avukatların isminin gündeme gelmesi hiç de hoş bir durum değildir.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?