BELEDİYE NEYİ, NİYE YIKIYOR?

09-07-2019

Yıkım, kulağa hiç hoş gelmeyen bir sözcüktür.
Ben bu kelimeyi duyunca aklıma “yıkıp, yakmak, taş üstüne taş bırakmamak” geliyor.
Bu ara şehrimizde “belediye” ve “yıkım” sözcükleri bir araya gelince dikkatimi çekti. 
Merak ettim “Belediye neyi niye yıkıyor?” diye.
Belediye, şehir yerleşim alanlarında imara aykırı inşa edilen mesken ve işyerlerini teker teker yıkma kararı almış.
Hafta başında yıkımlara başlayacaktı.
Belediye Başkanına kadar Fen İşleri Müdürlüğü, Zabıta Ekipleri, Yapı ve Kontrol Müdürlüğü, herkes teyakkuz durumundaymış. 
Tespit edilen ilk binanın yıkımı, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı üzerine durduruldu.
Belediye şimdi de yıkım kararı aldığı binalara sırayla teker teker yıkacak kararlılıkta görünüyor.
Alışık olmadığımız radikal bir karar almış Belediyenin Yeni Yönetimi.
Gerçekten toplumdaki alışkanlıklar ve uygulamalardan dolayı yıkım işi biraz zor gibi görünüyor. 
Belediye Yönetimi dün konu ile ilgili yaptığı açıklamada, bu sorunun üzerine kararlılıkla gideceğini belirtti.   
Ancak haklarında yıkım kararı verilen binaların sahibi teker teker aynı yolu deneyerek, mahkemelere başvurarak yürütmeyi durdurma kararı alıyor.
Bu karardan sonra Belediye, mahkemeye delilleri sunup tekrar yıkım işini sürdürecek. 
Çünkü Belediyenin durduk yere yasal mevzuatlara uygun bir yapıyı yıkma gibi bir riski alacağına inanmıyorum.
Ha kaçak oldukları gerekçesi ile yıkım kararı alınan binaların sahiplerinin, geçmişte hataları emsal olarak örnek göstermeleri elbette doğru değildir. 
Hiç kimsenin ne kendisini ne de başka kurumu zor durumda bırakma gibi hakkı yoktur.
Çünkü kaçak yapıya göz yumanın da, yapanın da yasalara göre cezası aynıdır ve ağırdır.
Hatta belediye başkanlarının sırf imar noktasındaki yanlışları ve ihmallerinden dolayı mahkeme kararları ile görevden alınmalarına kadar varan örnekler de var.
Bu nedenle Belediye Yönetiminin, imara aykırı binaları yıkma kararı, haklıdır.
İmar konusu kesinlikle idare edilecek ve göz yumulacak kadar basit bir mesele değildir.
Kaldı ki imar planı ve mevzuatının yasalar doğrultusunda uygulanması, bu şehirde yaşayanlar olarak hepimizin hayrınadır.
Düzenli, planlı, sağlıklı, estetik ve planlı bir şehir, ancak düzenli bir imar planlaması ile mümkündür.   
İmar planları ve imar planı değişikliklerinde kentin gelişimi, ulaşımı, yeşil alanları kısacası kamusal çıkarları esas alınmalıdır.
Bir şehirde sadece barınma değil, altyapıdan tutun diğer bütün sosyal donatılara kadar her şey önemli ve gereklidir.
Herkes istediği tarzda artık köylerde bile ev yapmazken, nüfusu 400’ü bulan koca şehir Batman’da gelişi güzel binaların kaçak olarak yapılması elbette doğru değildir.
İmar ve yapılarla ilgili belediyeden sadece şunu talep etmememiz gerekir;
Her vatandaşa eşit ve imar kanunu mevzuatına uygun şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Bunun dışında bireysel çıkarlarımızdan yola çıkarak kanunsuzluğu dayatmak doğru değildir.
Belediye Yönetimi, imara aykırı yapılaşmaya müsaade ederse şehrin düzeni ve kontrolü elden gider. 
Zaten geçmişte yapılan hatalardan dolayı çok da şehrimiz düzgün değil, yollar yetersiz, yeşil alanlar kıt, rüzgâr koridorları kapatılmış ve keşmekeşlik söz konusudur.
Mevcut Belediye Yönetimi de kanunsuz yapılaşmaya göz yumarsa bu şehirde yaşanmaz.
Sağlıklı, düzenli ve estetik şehirleşme için hepimizin, belediyenin atacağı imar konusundaki radikal kararları anlamamız ve desteklememiz gerekir.
Çünkü bu şehir hepimizin. 
Bu kenti yaşanabilir yapmak da yaşanamaz hale getirmek de bizim elimizdedir

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?