BELEDİYESPOR MAĞDURLARININ HALİ NE OLACAK?

31-07-2018

Batman Belediye Spor’un, her bakımdan şimdiye kadar istenen düzeyde olmaması, yanlış politikalardan kaynaklanmaktadır.

O yanlış politikalar olmasaydı başta futbol dalında olmak üzere Batman’da spor, şimdi bambaşka bir yerde olurdu.

Bana göre benim de çeşitli dönemlerde dahil olduğum ve hep desteklediğim futbol konusundaki en büyük yanlışlık ise 2010 yılında yapıldı.

O dönem Batman Belediye Başkanı olarak seçilen Necdet Atalay’ın, tam da 2. Lig’e çıkmak üzereyken Batman Belediyespor’u,

TP Genel Müdürlüğünün ise kurumsallaşıp adeta futbol okulu vazifesi gören Batman Petrolspor’u devretmesi ile

Batman’ın spor tarihindeki en büyük yanlışlara imza atıldı.

2014 yılında elden çıkarılan Batman Belediyespor, önce 3 Lig’ten, daha sonra da amatör kümeden düşerek tarihe karıştı.

Batman Petrolspor ise özelleştiğinden bu yana ciddi manada sıkıntılarla karşılaştı.

Allah’tan geçen sene imdadına Ekrem Konaç gibi iyi niyetli bir başkan yetişti de en azından Belediyespor gibi küme düşmeyip, tarih olmadı.

Tabi Batman Belediyespor, küme düşerek tarih olmakla kalmadı, geride bir sürü mağdur da bıraktı.

Geçmişinden bu güne kadar yöneticilik yapmış birçok isim ve cefakâr taraftarlar, Belediyespor’a gönül vermelerinin karşılığı olarak mağdur edildi.

Ataullah Hamidi, merhum Salih Gök ve Hüseyin Kalkan döneminde takımın yöneticiliğini yaptığımdan o mağdurlardan biri de benim.  

O dönemlerde büyük fedakârlıkla ek görev olarak yaptığım yöneticiliğin karşılığını şimdi takım adına çıkan vergi borçlarının benden tahsil edilmesi ile ödüyorum.

Yöneticilik yaptığımız dönemlerde de çok büyük zorluklar yaşadık, hem maddi hem de risk anlamında.

Federasyonun maddi ve manevi desteği, şimdiki gibi değildi.

Öyle her tarafta gözlemci, güvenlik görevlisi ve kameralar da yoktu.

Gittiğimiz her deplasmanda mutlaka saldırıya maruz kalıyorduk.

Yüksekova, Hakkari, Bingöl, Cizre, Silopi deplasmanlarının çoğunda canımızı zor kurtardığımızı hatırlıyorum.

O dönemde sporda tanık olduğum şiddet olaylarının zorluklarını yazsam eminim ki kitap olur.

Mesele Batman olunca evimizi, çoluk çocuğumuzu bırakıp en zor deplasmanlarda takımın yanında yer aldık.

Öyle her sezon takım kamplarına gidip bazı yöneticiler gibi bedavadan tatil yapmıyor, takım için alınan spor malzemelerinden birer numuneyi de kendimize almıyorduk.

Elimizden gelen her imkânımızı yöneticiliğini yaptığımız takıma sunuyordu. 

Dönemin sporcu ve taraftarları, yaptığımız özverinin canlı şahitleridir.

Belediyespor tarih olunca bizim tüm fedakârlıklarımız da unutuldu.

Üstüne üstelik kurumun vergi borçları da şimdi benim gibilerine maliye tarafından mal ediliyor.

Geçen sene adıma 10 Bin TL’ye yakın bir borç çıkmıştı, yapılandırma ile indirimden faydalanarak bunu taksitlendirip ödedim.

Geçen hafta yine Maliye’den aradılar, elime bu kez 10 Bin TL’lik yeni borç makbuzu tutuşturdular.

Tabi sadece bana değil, öğrendiğim kadarı ile benim gibi sadece gönüllülük temelinde Batman Belediyespor’da yöneticilik görevi yapmış onlarca kişiye vergi borcu çıkmış.

 

Sadece yöneticilere değil o dönemde tribünlerde takımını yalnız bırakmayan taraftarlara da aynı şekilde sportmenliğe aykırı suçtan para cezaları verilmiş.

Hem vergi borçları hem de taraftarlara haksız yere verilen cezaların mağdur ettiği kişiler, şimdi bu borçları nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor.

Demek ki fedakârlık ve dürüstlüğün karşılığı böyle ödeniyormuş, bu sayede bunu da öğrenmiş olduk.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?