BİRLİKTE YAŞAMA ANLAYIŞI

17-10-2016

Toplum olarak içinde farklılıkları barındıran toplumuz.

Bunun yararlı mı, zararlı mı olduğu, kişinin bakışına göre değişebilir.

Yasakçı ve tekçi zihniyetler, kendilerinden başka hiç kimseyi tanımadıklarından ve farklılıklar, çoğulculuğa tahammülleri olmadığından dolayı çoğulculuğu zararlı görüyorlar.

Farklılıkları zenginlik olarak görenler ise yaşam hakkına saygı duyanlar ve bir arada yaşamaya tahammülü olanlardır.

Batman şehri olarak, kültürel, düşünce, inanç ve kimlik açısından zengin bir kent sayılırız.

Bu zenginliğe zarar veren ve birbirine tahammülü olmayan bireyler şahsen beni üzüyor ve endişelendiriyor.

Mesela Batman Sonsöz Gazetesinde yazı yazan bazı kişilerle aynı düşüncede olmayanlar bana “sen onunla nasıl aynı gazetede yazıyorsun?” eleştirisini yöneltiyor.

Bu tepkilere hayret ediyorum doğrusu.

Muhtemelen benim düşüncemi benimsemeyen birçok kişi de benden dolayı, aynı gazetede yazı yazdığım yazarlara benzer eleştiri ve tepkilerde bulunuyorlar.

Bırakın aynı gazetede yazı yazmayı, bir arada oturma ve selamlaşmayı bile yadırgayanlar var.

Bu anlayış da günden güne ne yazık ki şehrimizde artıyor.

Yani birileri toplumu ayrıştırma ve kutuplaştırmak için bu yola başvuruyor.

Oysa hemen hemen yüzde yüzü mensubu olduğumuz İslam dininin kutsal kitabı Kur’anı Kerim'de ve sünnetlerin hiçbirinde tekçi bir zihniyet yoktur.

İslam’a göre tek olan, sadece ve sadece Allah tır.

Ayrı ırkları, dinleri, renkleri farklılıkları yaratan Allah’tır.

Bu yüzden farklılıklara herkesin saygılı olup bunu zenginlik olarak görmesi gerekir.

Birlikte yaşama kültürü sadece Batman’ın değil, Türkiye’nin ve bütün dünya ülkelerinin günümüzde en çok ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaçtır.

Birlikte yaşama sadece sözde değil özde de olmalıdır.

Bunun için söylem ve davranışlar, toplumun bir arada yaşama kültürüne zarar vermemelidir.

Bunun için aşırı derecede hassasiyet gösterilmelidir.

Tekçiliğin panzehiri hoşgörü ve saygıdır.  

Batman Sonsöz Gazetesinde yazarlık yapan veya muhabir olarak çalışanlar çoğu, birbiri ile zıt bir düşünceye veya etnisiteye farklı kişilerdir.

Ancak birbirimizle aynı gazetede yazmaktan rahatsız değiliz.

Birbirimizin yazılarını beğenmediğimiz, birbirimizi eleştirdiğimiz de oluyor.

Ama farklılıklarımıza rağmen birbiri ile oturabilen ve yazabilen bir yapımız var.

Bu, birbirimize benzediğimiz anlamına gelmiyor.

Her birimiz bu gazetede yazmaya başladığı gün nasıl düşünüyor ve inanıyorsa bir santim dahi sapmadan aynı yerde durmaya devam ediyor.

Her birimizin kendi cephesinde tasvip etmediği, hoşumuza gitmeyen veta benimsemediğimiz birçok şey yazılıyor ve çiziliyor.

Anacak buna “ifade ve dünce özgülülüğü” temelinde baktığımızda bize anormal gelmiyor.  

Çünkü biz birimize doğrularımızı ve düşüncemizi dayatmıyoruz.

Sadece aramızda uyulması gereken bir sınır var.

O da hiç kimse eleştiri ve söylemlerinde başkasının değer yargılarına, kutsalına zarar vermeyecek.

Herkes birbirini tanıyıp, olduğu gibi kabul ettikten sonra birlikte yaşamak çok kolay oluyor.

Bu duruştaki temel amacımız bunun tüm toplumda kabul görüp bir arada yaşama kültürünü geliştirmektir.

Toplum olarak “inancım, düşüncem etnisitem farkı olsa bile birbirimizi bu şekli ile kabul edip bir arada yaşıyorum”  diyebilmeliyiz.

Her şeye, bütün kışkırtma ve oyunlara rağmen Batmanlılar ve hatta tüm insanlık ailesi olarak barış içinde bir arada yaşamakta ısrar etmeliyiz.

Bunu başarabilirsek bütün sorunların üstesinden de gelmiş oluruz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?