BOYNUMDAKİ SOĞANLI MUSKAM PİVAZO

27-12-2019

Yaz en güzel şiirini
En mutsuz, 
En umutsuz şiirini. 
İçinde Gök olsun, 
Dışında yer olsun 
Yer de Gök de mavi olsun. 
Çocuklar olsun, hem de gülen
Bilyeler olsun
Hem de gökkuşağı renginde. 
Hiç şiddet olmasın, 
Yağmurda da yağsın kar da
Hem içimize hem dışımıza
Ki içimiz, dışımız bir olsun
Mavi gece  uçurtmaları gibi......

         Çocukluğum-ömrümün en güzel baharı Batman'da geçti... Bir mahalle çocukluğunun büyütecinde. Henüz silahların yeni patlamaya başlayacağı bir intihar sessizliğinde, şen şakrak gülüşlerle oyunlarla başladı çocukluğum; suskun ve sessiz... Henüz ötekinin adı konulmamıştı; biz içimizde ötekiyi yaşarken... Pivazo, Mıhemedi Bendayi, Silvanlılar, Ğerziler Koçerler ve Xiyanlılar ötekiyi zirvelerde yaşıyorduk hep beraberce, anca beraber kanca beraber, ölümüne kanka.İnsanca  negatif düşünmeleri ve mutsuzlukları kendimize yasaklamıştık, çünkü biz vardı ve bir mutluyduk... Bir oyun etrafında kardeşliği zirvede yaşayabiliyorduk, her seferinde delikanlıca...Biz kalabalık Koçer guruplarınca dayağa yoldaş görülüp ötekileştirilmeye mahkum olsak da henüz kar yağıyordu mahallede içimize de mavi masmavi yağmur suları. Kavgalarımız bile o kadar insancaydı ki sonrasında Kardeşliğin destanını dünyaya meydan okurcasına birlikte yazıyorduk... Ben o mahalledeki masal ve hikaye anlatıcısıydım her şahmeran günlüğündeki son notada. Onlar da gönlümün en güzel notaları. Düşlerimin bir kılıcın ucunda boğazlandığı günden  camide molaların seçtiği elifba eğitmeniydim..Ve henüz küçük bir  fidandım, büyümeliydim. Tam fs filmin başladığı yerde kopan bir film şeridiydim.. Mahallenin abisi henüz Ahmet abinin olmadığı, Hacı Kasım'ın olduğu günlerdeydik.O bizim çocukluk kahramanımız, şeker dağıtanımız, yüreklendirenimiz, camii ile insanlık arasında ilişki kuran komünist imamımızdı. Sonra öğrendik ki Ahmet Kaya bize okuyordu bütün dizeleri. Ben, Azat, Hamit, Faik, Özkan, Bünyamin ve Siraç'tık. Üç değil 7 güzel adamdık ve her ne kadar ben Nazlıcan ve Bedirhan gibi kafiyeli olmasa da isimlerimiz...Bir dağıldık Pir dağıldık. tıpkı uzaktan kumandalı bombadaki bilyeler gibi. Bize de  uzaktan bir kumandayla istedikleri şiiri yazdırıp dağıttılar bizi  her bir öksüz dizeye. 
Bir yandan oyun, bir yandan medrese-cami eğitimi ve bir yandan da yeni başladığımız okulla dünya-ahiret dengesini kurmaya başlamıştık bile çoktan, daha günahsızken bile ve ilk günah daha çok uzakken bize... Dünya bizim etrafımızda ve bizim için dönüyordu gerisi ise teferruattı bizim için.Çocukluğumuzun en güzel sol tarafı tüm oyunların vazgeçilmezi arı vız vız pivazo mız mız mız'dı. Sol elimizde soğan, sağl elimizde sarımsakla büyütülmüştük. Soğanı da severdik sarımsağı da can bilirdik ama bizim olmazsa olmazımız Pivazoydu.. Pivazo en sevdiğimizdi çünkü biz boynumuzdaki SOĞANLI muskalarla büyüdük. Oyuncaklarımız yoktu ama bütün oyuncaklarımızın üretimcisi, devrimcisiydik ilk tahlilde de son tahlilde de. Çocukluğumuzun hikayesinde güneş de ay da bizdik çocukluğumuzun en Sofi Resullü gecelerinde...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?