BU BAYRAM AKLIM, FINDIĞA GİDEN ÇOCUKLARDA...

24-08-2018

Gazete yönetimi talimatla bayrama özel yazı siparişi istenmeyene kadar bir bayram arifesinde olduğumuzdan haberim yoktu.

Çünkü her zamankinden daha çok kafam karışık bu aralar.

Ülkemiz o kadar çok karmaşık sorunlar yaşıyor ki hayat ne yazık ki olağan akışında ilerlemiyor.

İnsanın moral değerleri bu ortam içerisinde sıfıra iniyor.

Bu yaşanan ekonomik kriz içerisinde şehrimize sığınan Suriyeliler ve yerli ve milli yoksullarımızı gördükçe içim burkuluyor.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve eşitsizlikten kaynaklı zengin ve yoksul arasındaki uçurumun tam kenarında düşecek gibi his ediyorum kendimi.

Sizi bilmem ama benim yüreğim daha fazla dayanacak gibi görünmüyor.

O yüzdende ben ha düştüm ha düşeceğim.

İnsanların temel haklarından olan ekonomik adaletten yoksun bir şehirde yaşamak elbette kolay değildir.

Zengin ve fakir kutuplaşması zirve yapmış adeta.

Yoksulların gelecek endişeleri beni kaygılandırıp korkutuyor.

 En korktuğum büyük sorun ise toplumun gittikçe ortak değerlerden uzaklaşmasıdır.  

Oysa Dünyanın başta iklim alanında olmak üzere eksen kaybı yaşadığı bu dönemde bizim daha çok dayanışma içinde birlik olmamız gerekir.

İnsanların kimliğine, inanıcına, rengine bakmadan, birbirimizi tanıyıp tanımadığına aldırış etmeden yaşadığımız sıkıntıları aşmada birbirimize kardeş eli uzatmalıyız.

Bize dinimiz İslam öyle öğretti çünkü.

Hz. Muhammed ne güzel buyurmuş, “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir”

Ama ne yazık ki pratikte genel anlamda durum hiç de öyle değil.

Biz doğru dürüst komşularımızı bile tanımıyoruz.

Daha çok sosyal medyadaki sanal arkadaşlarımızla meşgulüz çoğumuz çünkü.  

Bu da bizim, değerlerimizden, hakikatten ve dayanışmadan uzaklaşmamıza neden oluyor.

Çoğumuz bu gerçeklerin bile farkında değil oysa.

Bu bayramı kaç kişi yokluk ve yoksulluktan kutlayamayacak biliyor musunuz?

Kaçı fındığa, pamuğa gitti diye ailesi ile bayramı yaşamayacak keşke bilseydiniz.

Ben sadece birazını bildiğim için aklım o yokluktan çocukluğunu yaşayamayanlarda.

Biliyorum onlar, paradan çok özlem ve hasret biriktiriyorlar.

O yüzden aklımdan gitmiyorlar bir türlü.

Kim bilir dağ başında kaldıkları çadırlarda Bayramın gelişinden bile haberdar olmayacaklar.

Bu bayram belki şeker de yemeyecekler.

Bayram günü bile fındıkla birlikte hasret toplayacaklar.

Petrol şehrinin kara gözlü çocukları.

Hani “Petrol zenginliktir” diyorlar ya.

Siz inanmayın sakın.

Petrolün, yoksulların hayatına kattığı bir faydası yok.

Olsaydı şayet, petrol şehrinden fındık memleketine gitmezlerdi.

Evet yokluk ve yoksulluktan binlerce çocuk, bu bayramı, Karadeniz’de, Akdeniz’de fındık ve pamuk tarlarında geçirecek.

Bu bayram, daha çok aklıma geldiler.

Bayram bayram böyle iç karartıcı bir yazı yazmak hiç istemezdim.

Batman Sonsöz Gazetesi, yaşadığım duygulardan habersiz “Bayram yazını şu saate kadar yolla” talimatı verince ben de içimden gelenleri yazdım.

Herkes için  her açıdan şartların eşit olduğu bayramların özlemi ile bayramınızı kutlarım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?