Her milletin kendine has mutlaka özel günleri vardır.
Özel günler, milletlerin tarihi geçmişi ile bağlarını güçlendirir, benlik kişilik kazandırır, mutlu eder ve her biri bayram tadındadır.
Özel günler, özgürlükler, başarılar ve zaferler kazandıkları günler, tarih olarak taçlandırılır ve her sene kutlanır.
Dünyadaki tüm halkların tarihsel geçmişinden gelen ve hala yaşattıkları özel günleri mutlaka vardır.
Yeryüzündeki hemen hemen her milletin tarihinde bu günler, en önemli manevi varlıklar olarak yer edinmiştir.
Kütler, yüz yıllardır tarihsel geçmişlerinde birçok badireler ve zülüm yaşadıkları için bayram tadında kutladıkları pek özel günleri yoktur.
Birçok isyan ve 16 Mart Halepçe Katliamı gibi içinde acı olan günler vardır tarihsel geçmişlerinde.
Yani Ortadoğu Coğrafyasında sürekli asimilasyon politikasına uğrayan Kürtler, daha çok kendi acıları ve yok olmaya yüz tutan kültürlerinin acısı ile meşgul edildiler.
Bu yüzden kendi değerlerini yaşatma telaşı nedeniyle, sevinç yaşamalarına pek olanak olmadı.
Biz Kürtlerin tarihinde dini bayramlar haricinde, özel günlerden sadece Newroz Bayramı vardır.
Bu bayramdan Ortadoğu’da yaşayan halklar da sahiplenir, buna kimileri baharın müjdecisi anlamındaki isimlendirmelerle farklı bir rol biçmeye çalışsa da Newroz’u en çok sahiplenen, yaşatan ve anlamlandıran, Kürtler olmuştur hep.
Yıllarca Newroz’lar yasaklandı ama yasaklara rağmen Kürtler vazgeçmedi bu değerinden.
Yapılan araştırmalara göre 300 yıla aşkın bir süredir her 21 Mart, Newroz Bayramı olarak kutlanıyor.
Ortadoğu’nun birçok ülkesinde, Avrupa Ülkelerinde ve Kafkasya’da bulunan milletler tarafından da anlamlandırılıp kutlanıyor.
Bereketin, bolluğun, rahmetin habercisi olan bahar ile ilgili birçok bayram kutlanıyor ama dünyada hiçbiri Newroz kadar coşkuyu ve rengi içinde barındırmıyor.
Geçmişte çok güzel ve mutlu günler yaşanmayınca da bu bayrama daha çok dört elle sarıldılar.
Bu gün yine milyonlar, bu değerli ve anlamlı bayramı büyük bir içtenlik ve coşkuyla kutlayacaklar dünyanın dört bir tarafında.
Bu baharın müjdecisi, zalim Dehak’ların Ortadoğu ve Asya’daki zulmüne karşı direnişinin sembolü olan bayramı bir basın mensubu olarak yıllardır izliyor ve izlenimlerimi yazıyorum.
Seçim gölgesinde kutlanacak bu bayrama tekrardan değinirken, herkesin kendi rengi ve anlayışı ile bu bayramı özgürce kutlamasını temenni ediyorum.
Bu özel güne gölge düşülmemesi, bir tatsızlığa ve yanlışa izin verilmemesi için özelikle siyasilerin, söylem ve davranışlarına dikkat etmesi gerekiyor.
Bu bayramı hiç kimse bir yere çekmesin ve başka anlamlar yüklemesin lütfen.
Çünkü Newroz, sadece belli bir ideolojinin değil, her kesimin ve her bireyin değer olarak gördüğü bayramıdır.
Bir millet, çok büyük zorluklarla bu güne kadar getirdiği bu değerine ne kadar önem verirse elbette hakkıdır.
Bu günü sulandırmak ve dini bayramlarla kıyaslamak doğru değildir.
Newroz’u, Nevruz’u, Nevroz’u her kim nasıl isimlendiriyorsa ve kendi bayramı olarak görüyorsa her millete bu gün kutlu olsun.
Newroz’un barışa, tüm halkların kardeşliğine ve mutlu, huzurlu günlere vesile olmasını diliyorum.
