Esnafa, tüccara, işçiye, memura, işsize,
Mahallenin bakkal amcasından holdingine kadar,
Kadına, erkeğe, yaşlısına, gencine çocuğuna,
Üniformalı ve üniformasız kamu çalışanlarına,
İlkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrencisine kadar,
Kime sorarsan sor, gidişattan ve halinden memnun değildir.
Gazetecilik görevimiz gereği dolaşıyoruz, konuşuyoruz, her kesimden, her yaştan, her cinsiyetten insanla bir umutsuzluk bir bezginlik hissediyoruz…
Genç bir işadamı ile sohbetimizde önce o soruyor bize “bu kötü gidişat ne zaman bitecek?”…
Geleceğe dair hiçbir tahminde bulunamadığımız için bu kez o geleceğe dair çok karamsar bir tablo çiziyor.
“Gidişat hiç iyi değildir Bu günleri de arayacağız. Bu sıkıntılı günler daha iyi günlerimizdir” diyerek kaygılarını dile getiriyor.
Evet, gerçekten içte, dışta, neredeyse bir savaşın içerisindeyiz.
Suriye’ye bir türlü bitmeyen top atışları,
Irak Musul civarlarına asker konuşlandırılması,
Irak Kürdistan Bölgesindeki Kürt kamplarına hava operasyonları,
Rusya uçağının düşürülmesi ile sürekli tırmanan gerilimle, teyakkuz durumu,
ABD ve AB ile zıtlaşma ve sürekli restleşme,
Ülke içinde hendeklerle başlayan operasyonlar,
Yani anlayacağınız Türkiye adeta dört koldan savaş hali yaşıyor.
Bütün bu olumsuzlukların yanında,
Birde Anayasa Mahkemesinin kararları ile başlayan tartışmalar,
Hız kesmeyen Gülen Cemaatine yönelik operasyonlar,
Akademisyenlere yönelik baskılar ve tutuklamalar,
Milletvekillerin dokunmazlıklarının kaldırılması gibi daha birçok olumsuzluğun yaşandığı olağan üstü bir dönemden geçiyoruz.
AK Parti hükümeti ile birlikte bir istikrarlı trende giren Türkiye 7 Haziran seçimlerinden bu yana adeta dış ve iç politikada rotasını kaybetmiş.
Bu yüzden de Tüm komşularla ticaretin neredeyse sıfıra indiği,
Döviz, altının her gün yükseldiği,
Borsada kara günlerin yaşandığı,
Fabrikaların üretimin gerilediği,
Turizmin durma aşamasına geldiği,
Esnafın kirasını vergisini ödeyemediği,
Çok zor bir dönemden geçiliyor.
AK Parti’nin 13 yıllık geçmişinde ülkeye kazandırdığı puan ve artıların tek tek harcandığı bir dönemden geçiyoruz adeta.
Dönem had bildirme ve intikam alma dönemiymiş gibi bir yaklaşım söz konusu.
Yarın ne olacağını, neyle karşılaşacağımızı bilemeyecek durumdayız.
Yani gidişat hiç de iyi görünmüyor.
Kim bilir bu gidiş bu şekilde devam ederse belki bu günlere bile çok arayacağız.
