BU İŞİN NERESİNDEN TUTALIM!

28-09-2014

Bundan birkaç ay önce Batman’da Eğitim Sen’in öncülüğünde belediyenin desteğinde “ibnelik konferansı” düzenlenmiş, ibneliğin kötü bir şey olmadığı anlatılmaya çalışılmıştı!

Bu hafta ise tüm haber programlarına ve gazetelere bir haber düştü. “İstanbul’da 2 erkek birbiriyle evlendi…

Kameralar, ışıklar, tekneler, eğlenceler, her şey çok normal ve olağanmış gibi gülücükler, gurur pozları…

Batman gazetelerinde ki bağlantılı haberlerdeyse, evlenen erkeklerden birinin Batmanlı olduğu yazılıydı!

Şimdi biz bu işin neresinden tutalım?

Bir toplumu koyun gibi yönlendirmek, istediği her kalıba sokmak için öncelikle din ve kültür kavramlarını ortadan kaldırmak gerekir. Kürt toplumunun en güçlü yanı olan din ve kültürü üzerine başta Türkiye Cumhuriyeti devleti olmak üzere, birçok odak, çok sistemli olarak çalışmalar yapmış, büyük külfetlerin altına girmiştir.

Ancak hiçbirisi, hiçbir zaman, Kürt solcuları olarak genelleyebileceğimiz, o gruplar kadar mesafe kat edememiştir.

Solculuk ve milliyetçiliği harmanlayan bu gruplar, önce kadınla erkek arasında ki çizgiyi kaldırdılar. Kürtlerin uğruna dağları yaktıkları namus kavramını kuş ettiler. Yere düştüğünde en hararetli savaşların bile durdurulduğu başörtüsünü değersizleştirip, gereksizleştirdiler. Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasındaki en belirgin fark olan namazı itibarsızlaştırdılar.

Sonra da Allah’ın lanetlediği Lutiliği empoze etmeye çalıştılar. Seminerler, haberler, yazılar…

Parti üst yönetimine ülkede ibneliğin bayraktarlığını yapanlardan birilerini aldılar!

Nihayet bunun meyvelerini almaya da başladılar.

Artık Kürt erkekleri, erkeklerle evleniyor!

Tecavüz haberleri, alkol ve uyuşturucu bağımlılıklarıysa azımsanmayacak düzeyde!

Tamamdır artık, Kürt gençliği tam da sizin istediğiniz kıvamda. Alın tepe tepe kullanın!

Devletin beceremediğini becerdiğiniz için kendinizle gurur duyun. Gerçekten de becermekte mahirsiniz!

İşin eğitimcilik boyutuysa, çok daha tehlikeli. Partilerin derneklerin, istihbarat örgütleri ve basın örgütlerinin bu işin içinde olması olağan karşılanabilir ama bir eğitim sendikasının bu işin herhangi bir yerinde olması çok tehlikeli. Çünkü bu zevatlar, çocukları daha hamurken alıyorlar ellerine ve istedikleri kıvamda şekillendiriyorlar. Bunun için daha uyanık olmak lazım.

Bu zihniyetin yanlışlığını, öncelikle onlara belletmek lazım. Pazarladıkları şeyin bu toplumda çok tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini anlatmak lazım. Gittikleri yolun yol olmadığını, gür bir sesle haykırmak lazım!

İğrenç bir şey, duyarken bile insan tuhaf olurken, bunlar anlatıyor, savunuyor, haber yapıyorlar. 8 yıl önce Lut gölüne gitmiştim.

İsrail Ürdün sınırında ki gölde yaşam namına hiçbir şey yok. Dünyanın en derin noktası olan yerde ki o laneti, iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Koca bir coğrafyada ne sinek, ne böcek ne bitki nede bir bakteri yaşıyor. Bitki örtüsü yok, insan yok…

Kocaman bir kayanın üstünde Hz. Lut’un eşi olduğu söylenen bir kadın silueti var. Tıpkı Kuran’ı Kerimde anlatıldığı gibi “şehirden ayrılırken dönüp arkasına baktığında taşa çevrilen…” aynen öyle, tüm uzuvlarıyla, taşlaşmış kocaman bir kadın, terse doğru giderken dönüp bakan…

Allah lanetlerken, binlerce yıl sonrasına da emarelerini bırakmış, ihtarını vermiş. Birileri bugün alıp aynı şeyi pazarlıyorsa, aynı sonu, farklı şekilde beklemelidir. Bence onlarda da o emareler görünüyor. Dışları ne kadar yumuşakta olsa, kalpler taşlaşmış, ruhlarda, simalarda…

 

Adamları tebrik etmek lazım, hem siyasetçi, hem de eğitimciler bu işi çok istikrarlı ve profesyonelce yürüttüler. Bir tarafta silah, kan ve gözyaşıyla oyalanılırken, perde arkasında asıl proje hayata geçirildi.

Böyle yumuşak bir gençliğe, silah doğrultmaya gerek yok. Kafasına yular takmaya da gönder Fatih Ürek’i, taksın hepsini peşine, susuz götürüp, susuz getirsin…

Olmaz demeyin, 10 yıl önce, bugün yaşadıklarımızı söyleseler, kim inanırdı?

Unutmayın, delikanlı adama düşmanı hiçbir zaman cepheden yanaşmaz. Ben düşmanınım demez! Dost gibi sokulup, sonra sokar bıçağı böğrüne!

Kürtlerin en büyük düşmanları Kürtlerdir!

Kürtlüğü pazarlayan Kürtçüler!

Kürt’ü öldürenden değil, Kürtlüğü öldürenden korkacaksın!

Kürt’ü öldüren, delikanlı düşmandır. Kürtlüğü, yozlaştırarak içini boşaltansa kaypak ve namussuz düşmandır…

Dostun düşmanın iyi seçildiği,  başın feda edileceği değerlerin başın gidiyor yaygarasıyla feda edilmediği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?