Gerilimli bir seçim döneminin ardından Türkiye genelinde olduğu gibi Batmanda da halk sandıklara akın etti.
Diğer seçimlere oranla kat be kat seçim güvenliğinin artırıldığı bu seçime gölge düşürecek ciddi anlamda bir olumsuzluk yaşanmadı.
Seçim güvenliği ile ilgili en ufak şikâyetti İl seçim kurulu radikal kararlarla anında gereğini yaptı.
Uzun namlu silahlı polisler ilk kez oy kullanan sandıkların yakınına bu denli yaklaştı.
Sandıkların bulunduğu alanlarda da birçok görevli polis güvenliği sağladı.
Ayrıca parti müşahitleri de görevleri en iyi şekilde yapmaya çalıştılar.
Yüksek seçim kurulunun sandık taşıma kararını ret etmesi üzerine sandık birleştirme kararı nedeni ile başta İpragaz diye tanımlanan 3 mahallede sandık bölgelerinde kalabalıkların oluşması üzerine kısa süreli gerilimlere neden oldu.
Seçim sonuçlarına gelecek olursak bizim açımızdan hiçte sürpriz olmadı.
Anketlerin aksine biz bu seçimlerde AK Parti’nin Türkiye geneli 7 Haziran seçimlerine oranla oy artıracağını HDP’nin de oy kaybedeceğini biliyorduk.
Ancak hem yerelde hem de genelde HDP’nin bu denli oy kaybedebileceğini tahmin etmiyorduk.
Bu kayıp, demokrasi adına çok önemli bir kayıptır.
HDP’nin oy oranı kaybı nedenleri ile ilgili ileriki günlerde uzun uzadıya kapsamlı bir şekilde değerlendirmelerimiz olacaktır.
HDP’nin mecliste olması toplumsal barış adına, Kürt sorunun siyasetle müzakere ile çözülmesi adına büyük bir fırsat olduğu aşikârdı.
Zaten HDP’nin iktidar olması gibi bir beklenti de yoktu.
HDP Kürt sorunun çözümü noktasında kilit parti olduğu için Türk ve Kürt adın ve barışseverler tarafından önemseniyordu.
Ne yazık ki bu fırsat el birliği ile siyasal iktidar ve milletçi hırsılarla yok edilmeye çalışıldı.
1 Kasım seçimleri tüm yönleri ile hele hele sonuçları ile tarihe geçecek bir seçimdir.
Tüm siyasi partiler için elbette zor bir dönemdi
Hiçbir parti doğru dürüst seçim çalışması yapamadı.
Ancak bu süreçte en çok mağdur olan HDP’idi.
Dört bir yandan sorunlarla boğuşarak seçim hazırlıkları yaptı HDP.
Türkiye’de çatışmalı süreçle birlikte bir çok parti yetkilisinin tutuklandığı, baskılara maruz kaldığı, kitlesi bombalı saldırıya uğrayan, yüzlerce parti binası saldırıda bulunan, genel merkezi bile yakıldığı bir ortamda seçime hazırlandı.
Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi seçim öncesi zamanlarının büyük çoğunluğu morglarda cenazelerde taziyelerde geçti.
HDP doğru dürüst bir seçim çalışması yapmadığı gibi ne bir seçim lokali açtı nede bir miting yapabildi.
Diğer taraftan çatışmalı sürecin başlaması ile batı illerinde aldığı destek’te kesilince 5 aylık süre zarfında HDP ciddi manada oy kaybı yaşadı.
HDP’nin siyasi aktörleri eminim ki sağduyulu bir şekilde kapsamlı bir durum değerlendirmesi yapacaklardır.
Siyasette iniş ve çıkışlar olabiliyor, bu sonucu da anlayışla karşılamak gerekir.
Halkın tercihine saygı duymaktan başka yapılabilecek bir şey yok.
Bir siyasi partinin ve halkın kadri bir seçimden ibaret değildir.
Seçim sürecinde HDP’nin “inadına barış” sloganını siyasette devam etmesi gerekir.
Meşru ve demokratik zeminde siyaset yapmalarında ısrar etmeleri gerekir.
Tek başına iktidar olma güvenini halktan alan AK Parti de bu desteği doğru temelde anlaması ve hayata geçirmesi gerekir.
Çünkü AK Parti de bu oy artışını bir yerde derin dondurucuda sakladığı çözüm süreci sayesinde de aldı.
Hükümet kurulduktan sonrada ilk yapacağı iş çözüm sürecini buzdolabından çıkararak bu sorunun birinci derecedeki muhatapları ile yeniden müzakere etmesi gerekir.
Seçim ile ilgili resmi sonuçlar açıklanmayana kadar aslında ne desek boştur.
Hele bir resmi rakamlar tam olarak açıklansın o zaman yazılacak ve söylenecek çok konu var.
Ama her şeyden önce seçim sonucunun ülkemizin toplumsal barışı ve geleceği için hayırlı olmasını dileriz.
