ÇADIRIN ÇOCUKLARI...

26-03-2015

Efendim havası serin, yağmuru bol günler yaşıyoruz.

Aşık bir adama göre romantik bir olgudur yağan yağmur, çiftçiye göre bereket...

Ancak altyapısı henüz tamamlanmamış Batman’da ise tam anlamıyla eziyet...

Köşe kapmaca oynar gibi bir sağa bir sola yürürken, biriken sularda boğulmamak için yüzme bilmeniz şart, dolabınızda önü cezaevi gibi kapalı, su geçirmez kunduralarınızı en rahat ulaşılabilir yerde bulundurmanız ise farzdır.

İyimserlik yansıtan bir yazar olarak “bunların hiçbirini düşünmeyin, uzatın ayacıklarınızı ve yağmurun huzur veren sesini dinleyin, bırakın sokakları, altyapıyı” deyip huzur kokan bir yazı yazmayı isterdim lakin mesele derin bugün...

Malumunuz IŞİD tehdidi karşısında ilimize göç eden binlerce sığınmacı ile aynı havayı soluyoruz.

Suriye ve Irak’tan gelen sığınmacıları sık sık gündeme getiriyor, ihtiyaçları konusunda kamuoyunu bilgilendirerek bu çorbaya bir tutam tuz atalım diyoruz.

Yağan yağmurlarla rotamızı bir kez daha Beşiri’nin Uğurca Köyüne çeviriyoruz.

Belediye, Ezidiler için burada 2 bin kişilik bir çadır kent inşa etti.

İçini ısıtıcılarla, kilimlerle donattı. Yemeklerini yapabilecekleri, çamaşırlarını yıkayabilecekleri alanlar oluşturuldu.

Duyarlı eğitimciler, sığınmacı çocuklar için burada oyun odaları yaptı, kiminde ise eğitim-öğretim vermeye başladı.

Bugüne kadar gıdadan giyime, tıbbi malzemelerden ısınmaya kadar bütün ihtiyaçları Belediye, hayırsever sivil toplum kuruluşları ile işadamlarının desteğiyle karşılandı.

Elbette yeterli olmadı ve olmayacak da...

Aylardır buradalar...

İlk geldikleri gün gözlerindeki hüzün, yine gözbebeklerinin tam ortasında öylece duruyor.

Gözlerinin önünde öldürülen yakınlarından bahsediyor gençler.

Bir baba, memleket hasreti çektiğini söylüyor.

Bir kadın ise “Batman’da bize iyi baktılar. Yemeğimizi, battaniyemizi verdiler” diyor.

Çocuklar...

Onlar ise her zamanki masumiyetle sadece gülümsüyor...

Çadırdan dışarı ürkek ürkek bakarken, bu fotoğraf kalıyor hafızalarımızda...

NOT: Biricik yazarın kıymetli mi kıymetli okurları... Malumunuz savaşın etkileri, sanıldığı kadar kolay silinmiyor. Evinize bir bomba düştüyse, yakınınızı veyahut sevdiğiniz birini kirli bir savaşta kaybettiyseniz, bilirsiniz ki o günden sonra güneş asla eskisi gibi doğmayacak... Savaşın yaralarını saramayız biliyoruz ama savaş mağdurlarına yaralarını sarmaları için destek olabiliriz. Demem o ki, çadır kent, yardımlarınızı bekliyor...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?