CANLI KALKANLARIN NİYETİ!

21-09-2015

Silahlar patlamasın ölümler yaşanmasın diye günlerdir bu köşede yazdıklarımızla adeta yalvarıyoruz.

Yazılarımızda taraflara sesleniyoruz; “etmeyin, eylemeyin her zamanınkinden daha çok barışa ihtiyacımız var ve hiçbir zaman şartlar kalıcı barış için olgunlaşmamıştı” uyarısında bulunuyoruz.

Dinleyen ve bu çağrıya olumlu veya olumsuz tepki yok.

Aksine şiddetin ve savaşmak için kullanılan yöntemlerin en acımasız ve en kural tanıyamaya türdendir.

Çatışmalarda kullanılan patlayıcı ve ateşli silahlar ve gerekçesiz olarak yakılan araçlar ile doğa tahrip oluyor, ormanlar yanıyor çoğu kez masum sivil insanlar canından oluyor.

Karşılıklı olarak cenazeler geldikçe de hali ile toplumsal gerilimin dozu artıyor.

Korkumuz odur ki; daha fazla ölüm ve hak ihlalleri ve provakasiyonlar Ortadoğu da ki iç karışıklığın benzeri bir duruma bizi sürükleyebilir.

Buda hepimiz için adeta büyük bir felaket olur.

Bu aşamaya gelmemesi için herkes ama herkes silahların biran önce susması, kardeşkanının dökülmemesi için çaba göstermesi gerekir.

Bu temelde özelikle sivil toplum alanında çabaları anlamlı ve önemlidir.

3 gündür Batman gündemini işgal eden Canlı kalkanların çaba ve niyetini de bu temelde değerlendirmek gerekir.  

Kozluk ve Sason üçgenin de bir çatışma yaşandı ve çatışma neticesinde 30 yıllık savaş sürecinde bir ilkte yaşandı.

Bu ilk çatışma bölgesindeki 3 köyde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesiydi.

Her türlü haberleşme ağı devre dışı bırakılınca, o köylerde yakınları bulunanlar tedirgin olup çatışmaların olduğu bölgeden haber almak için olay yerine gitmek için yola koyulurlar.

Yakınları için yola koyulanlarla birlikte Batman, Gercüş, Beşiri eş Belediye başkanları, İl genel meclis üyeleri, HDP ve DBP il eş başkan ve yöneticileri ile birlikte toplam 84 kişi canlı kalkan olmak için operasyon bölgesine giderler

Çatışmanın yaşandığı bölgeye giden heyet tümü ile askerler tarafından gözaltına alınarak Sason’daki askeri birliğe götürüler.

İki gün boyunca da gözaltı koşulları açısından uygun olmayan bir yemekhanede sandalyeler üzerinde bekletildiler.

İşin ilginç yanı hemen hemen aynı savunmayı yapmalarına rağmen canlı kalkanların ifade işlemi neredeyse 20 saati buldu.

Savcı göz altındaki 84 kişiden Batman Eş Belediye başkanları Sabri Özdemir ve Gülistan Akel inde aralarında bulunduğu 18 seçilmiş ve parti yöneticisi tutuklama talebi ile mahkemeye sevk etti.

Bu yazıyı kaleme aldığımızda tutuklanmaları istenenler henüz hakim karşısına çıkmış değildiler.

Canlı kalkanlar ile ilgili bu saatten verilen karar ne olursa olsun Sason da yaşanan bir hukuk faciasıdır.

Büyük sağlık sorunları bulunan Batman eş Belediye Başkanı Sabri Özdemir, birçok kadın, yaşlı insana adeta “Terörist” muamelesi yapılmıştır adeta.

Yaşanan çatışma günlerce sürmüş olsaydı kim ve kimlerin öleceğini Allahtan başka kimse bilmezdi.

Siviller veya askerler de çatışma esnasında yaşamlarını yitirebilirdi.

Bu yüzden canlı kalkan olanların niyetini tek taraflı olarak görmek ve buna göre de muamele etmekte doğru değildir.

Uluslararası insancıl hukuk açısından canlı kalkan olmak suç değil bir erdemliktir.

Dünyanın her yerinde Canlı Kalkanların amacı sivil halkın çatışmalardan direk veya dolaylı bir biçimde zarar görmesini engellemektir.

Kolluk kuvvetleri ve yargı mensupları 84 Kişilik canlı kalkan heyetini böyle görmeleri ve niyetini de bu şekilde algılaması daha doğru olurdu.

Kaldı ki en son Sason’daki Canlı Kalkan eyleminin benzerleri her gün bölgede operasyonların olduğu alanlarda yaşanmaktadır.

Zaman zaman eylemciler gözaltına alındıkları oluyor ancak Sason’daki muamelenin bir benzerini daha önce duymamıştık.

Niyet okuyucusu değiliz ama göründüğü kadarı ile Canlı kalkanların yaptığı her şeyden önce ölümlerin önüne geçmek için bir sivil itaatsizlik eylemidir.

Hadi diyelim bunu kabul etmiyorsunuz en çok güvenlik bölgesine izinsiz girmekten veya toplantı, yürüyüş ve gösteri kanununa muhalefetten işlem yapılabilinirdi.

Ortada bir şiddet veya suç sayılabilecek bir hal ve hareket yokken buna  rağmen Canlı kalkanlara reva görülen uygulamalar doğru değil ve  ülke demokrasisine zarar vermekten başka bir fayda sağlamayacaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?