CEVİZ AĞACIMIZIN ERKEN VEDASI

18-09-2017

Bu son baharda bahçemizde beklenmedik bir durum yaşandı.

Her son baharda bir birine karışan yaprak hışırtısı yerine bir ağacın ölümünü izliyorum bahçemizde.

Hem de en kadim ağaçlardan birisi olan bir Cevizin ölümü bu.

Beklenmedik çok erken bir veda  bu.

Bahçedeki çift saka kuşlarından birinden öğrendim bu kahreden ölüm haberini.

Saka kuşu her sabah tepeden yaprak dökmeye başlayan Ceviz ağacımızın çıplak dalarlına konarak feryat figan etmesi ile ilk fark ettim durumu.

Günlerdir ağlıyordu çığlık çığlığa.  

Ceviz ağacının aniden yapraklarının sararmasını güz mevsiminin başlangıcı eylüle denk gelince önce ağacın yeşile vedası olarak düşünmüştük.

Her sonbaharda yaprakları teker, teker düşen ağaç bu sene çok aceleci davranmıştı.

Daha bir hüzünlü görünüyordu bu mevsim .

Meyvesini de her seneden daha çabuk yetiştirip dallarından olgunlaştırmıştı.

Acelesi vardı sanki.

Meğerse veda ediyormuş.

Çaresizce ölümünü izliyorum ağacın şimdi kuşlarla birlikte.

Birlikte üzülüyoruz vedasına.

En çokta saka kuşları üzülüp ağlıyorlar.

Çünkü o bahçemizin en sevimli ve güzel ağacıydı.

Onca ağaç arasında o biricik ceviz ağacımızdı bizim.

Yalnızlıktan, sevgisizlikten veda etti belki de.

Yani her canlı gibi o da daha fazla kedere dayanamadı galiba.

Oysa o ağacın dallarına ne de çok umutlar ve aşklar asılıydı.

Ne çok seveni hayranı vardı.

O nun hüznü ile bütün ağaçlar erken yaprak dökmeye başladılar.

Bir orman bir ağacın yok olması ile başlarmış sözü geldikçe aklıma pencereden dışarıya bakmaya korkuyorum.

“  Bahçemizdeki başka ağaçlarda ceviz ağacı gibi erken veda ederseler “diye korkuyorum.

Bu erken veda var olan karamsarlığımı daha da artırdı. 

“Civil, civil bahçemizde renkler birer, birer yok olursa,  birde Ağaçlardan sonra kuşlarda giderse” gibi olumsuzluklar geliyor hep aklıma çünkü.

İstemeye, istemeye ceviz ağacımızın ağır, ağır ölümüne tanıklık ediyorum. 

İncecik bedeni gittikçe daha da inceliyor.

Dibine düşen her cevizde ölüm tadı var sanki.

Dallarında asılı umutlarımız, sevdalarımızı da alıp götürüyor beraberinde.

Ceviz ağacımız veda ederken bıraktığı son sözünü en yakın dostu saka kuşu getirdi bana.          

“ Hiçbir ağacın ölümü boşuna değil. Her bir ağacın ölümü, her bir ormanın yok edilişi gelecek nesillerin ölümüdür” demiş veda etmeden.

Erken veda eden ceviz ağacımızın bu anlamlı sözlerinden herkesin çıkarması gereken dersler var.

Ağır adımlarla iniyorum bahçeye dayıyorum her zamanki gibi son bir kez sırtımı ona.

Çaresiz bir halde saatlerce dibinde oturuyorum. 

Çok erkende bu hazan mevsiminde ağır bir hüzün sarmış beni. 

Bir mucize bekliyorum şimdi.

Sonbahar ve kışın ardından ilkbaharda ceviz ağacımızın dallarında yeniden tomurcuk açılmasını umuyorum.  

Acı ve üzüntüm belki o zaman biraz azalır.

Ölüm her can, her Allahın yarattığı varlık için haktır kaçınılmazdır ama yinede umudu korumak lazım.

Cevizim kim bilir belki yine köklerinden filizlenecek,

Yeniden bahçemizi renklendirecek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?