5 Haziran Dünya Çevre Günü benim açımdan çok anlamlı ve önemli bir gün.
Herkese en azından çevrenin önem ve haklarını hatırlatıyor.
Çevre Günü dolayısı ile her sene çeşitli etkinlikler yapılmaktaydı.
Yıllarca bu gün vesilesi ile alanlara çıkıp çevre sorunlarını dillendirdik, halkın bilinçlenmesi için eylem etkinlikler gerçekleştirdik.
Bu sene yaşadığımız korona belası yüzünden bütün planlar altüst oldu.
Sadece çevre mücadelesi ile ilgili değil, yaşama dair bütün dengeler ve planlar adeta alt üst oldu.
Geçen yıl tam da bu tarihte kim bilir ne planlar yapıyorduk.
Belki yurt dışı belki de yurt içi tatil hesapları yapıyorduk.
Bir taraftan valizler hazırlıyorduk.
Para da verseler tatil planımızı iptal edeceğimiz aklımıza gelmezdi.
İşte o gün, bu gündür.
Daha düne kadar, tatilin, gezilerin, moral ve motivasyonun, dinlenmek için iyi olduğunu savunuyorduk.
Bu sene ise eve kapanarak bulaşıcı virüsten kendimizi korumaya çalışıyoruz.
Evet, gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz.
Bu korkutucu dönem yüzünden bayramı bile sokağa çıkma yasağı ile geçirdik.
Toplantı, yürüyüş ve bütün kitlesel eylem etkinlikler de yasaklandı.
5 Haziran Dünya Çevre Günü Etkinliği Programlarını da alt üst edecek kadar sıkıntılı bu süreç.
Geçmişte büyük bir heyecanla kutlanan 5 Haziran Dünya Çevre Günü muhtemelen bu sene çok sönük geçecek.
Belki kurumlar ve sivil toplum örgütleri hiç de kutlamayacaklar.
Bizim gibi duyarlı çevreciler, doğaya ve geleceğe sahip çıkılması, çevre felaketlerine dikkat çekilmesi için sorumluluklarımızı bu önemli günde yeteri kadar yerine getirmeyeceğiz.
Hiçbir zaman çevre bu koronalı dönem kadar önem kazanmamıştı.
Doğaya olan borcumuzu ödemek için kendimizle yüzleşmemiştik.
Hepimiz gerçeği net bir biçimde anladık, korona gibi belaların sebebinin doğal tahribat olduğunu bir kez daha anladık.
Doğanın kendisine zarar verenden intikamıdır korona virüs.
Çevremize yönelik tehditler için suçluluk duyuyoruz şimdi.
Resmen kıyamete hazırlık yapıyoruz yaptıklarımızla.
Felaketin iplerini adım adım çekiyoruz kendimize doğru.
Bu durum dünyamızda ekolojik dengeyi yerle bir etti.
Bu nedenle ortaya çıkan iklim değişikliği, dünyamızdaki her şeyin değişmesine yol açtı.
Önü alınamaz doğal felaketler ve hastalıklarla boğuşuyoruz.
İnsanlardaki doyumsuzluk, büyüme, güç hırsı yüzünden dünyamız çekilmez oldu.
Doğaya saygılı, üreten yerine tüketen ve kirleten bir toplum olduk.
Çevreye borçlarımız gittikçe çoğalıyor.
Bu gidiş doğanın iflasına yol açabilir.
Doğanın pili bitmeden bizim çevreye borcumuzu ödememiz gerekir.
Ben kendi adıma söyleyeyim hem doğaya karşı saygılı oldum ama yine de bu felakete yola açanlara dur diyemediğimiz için binlerce yüzlerce kez özür dilerim.
