ÇOCUK CENAZE ARACINI SEVMEDİM

30-01-2020

Gazetemizin bulunduğu bulvar, şehrin Asrı Mezarlığa giden yolu üzerinde.
Her gün cenaze araçları geçiyor önümüzden.
Her geçen cenazenin arkasında uzun bir konvoy.
Bu geçişler o kadar çok yaşanıyor ki artık sıradanlaştı.
Bir ambulansın geçişi kadar bile dikkat çekmiyorlar artık.
Geçenlerde bir cenaze konvoyunun önünde küçük bir cenaze aracı dikkatimi çekti.
Üzerinde “Çocuk Cenaze Aracı” yazıyordu.
Aracı gördükten sonra içimde bir burukluk oluştu.
Aracın üzerindeki yazıyı görür görmez Belediye Mezarlıklar Müdürünü aradım.
Duygu yüklü sözlerle “Belki gerekli bir hizmet ama keşke cenaze taşıma aracına ‘çocuk’ tanımını yazmasaydınız” dedim.
“Çünkü insan bu aracı her gördüğünde üzülüyor, içi burkuluyor” dedim.
Mezarlıklar Müdürü cenaze işlerini yapan tüm araçlarda yazı olduğunu, çocuk cenaze aracına da bu yüzden yazıldığını söyledi.
Ama yine içime sinmedi bu yazı.
Çünkü çocuk ölümleri, cenazeleri çok ağır oluyor.
Erken ve zamansız oluyor.
Normal ölümler değildir.
Keder ve acı yüklüdür yani.
Çocuk cenaze aracı her geçişinde, içinde sanki onlarca nefessiz masum çocuk yatıyor gibi duygulanıyorum.
Görmek de istemiyor insan.
“Keşke içimi burkan araç hiç geçmese, görmesem” diyorum  
“Çocuk Cenaze Aracı”  yazılacağına araç çiçeklerle donatılsaydı, günahsız meleklerin ölüme yolculukları daha renkli olsaydı.
Aracın etrafı kanatlı melek resimleri ile süslense,
Her tarafına oyuncaklar konulsaydı.
Kız bebek ve çocukların araçları pembe, erkeklerinki mavi olsaydı.   
Buna en çok da yoksul çocuklar,  
Savaşlardan,
Yokluktan,
Kimsesizlikten,
Sevgisizlikten ölen çocuklar sevinecekti.
Evet, çocukları en çok savaşlar ve insanların bitmek tükenmek bilmeyen hırsları öldürüyor.
Her şeyden önce sevgisizlik öldürüyor.
Cenaze taşıma araçları da her gün sevgiye muhtaç çocuk cenazelerini taşıyor.
Keşke çocuk cenaze araçlarına hiç ihtiyaç duyulmasa,
Keşke minnacık mezarlar hiç kazılmasa.
Keşke çocuklar hiç ölmese,
Hep oynayıp şeker yeseler doyasıya…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?