Toplumsal eksiklerimizden biri de verilen hizmetlerden memnun olsak bile bunu dillendiremeyişimizdir.
Oysa eleştiriye gelince, insaf sınırlarını aşıyoruz.
Tıpkı geçen günlerde, şehrimizdeki doktorlara uygulanan fiziksel ve sözlü şiddet gibi…
Onları hiç anlamıyoruz, kolay kolay hak vermiyoruz.
Örneğin bu güne kadar Batman Kadın ve Çocuk Hastanesi’ndeki eksiklikler, yetmezlikler, ilgisizlik ve bakımsızlık gibi şikâyetleri konuştuk hep.
O hastanenin doğumhanesinde dünyaya gelenler, şimdi torun sahibi.
Yarım asırlık hastanede fiziki eksiklikler ve bazı personellerin bireysel hataları gibi bir takım sıkıntılar vardır elbette.
Elbette her gün on binlerce kişinin, sağlık problemi için başvurduğu hastanede herkesi memnun etmek, bütün talepleri karşılamak mümkün değildir.
Dolayısı ile şikâyetlerin olması gayet doğaldır.
Verilen hizmetleri küçümsememek, yeri geldiğinde takdir etmeyi bilmek gerekir.
İşadamı bir tanıdığım da bunu toplum olarak beceremediğimizin tespitini yaptı.
Ateşlenen çocuğunu sabaha doğru getirdiği Batman Çocuk ve Doğum Hastanesi’nde karşılaştığı durumu, sosyal medya hesabından birkaç cümle ile özetledi.
“Her geldiğimizde memnun ayrıldık. Bu gün de öyle oldu. Özelikle Dr. Berivan Bozan, Dr. Çiğdem Toprak ile Dr. Hazer Erçan Bozyer’e çok teşekkür ederim. Onlar için dua ediyorum. Görevini layığı ile hatta fazlası ile yaptılar”
…
“Bu teşekkürü hak etmek için Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesindeki Doktorlar ne yaptılar?” diye merak edip, işadamı tanıdığımdan, detaylıca açıklamasını istedim.
Doktorların neler yaptıklarını sırası ile anlatmaya başladı.
“Sabaha doğru hastaneye gittiğimizde hasta çocuğumuza bir serum yapılıp, ilaç yazıldıktan sonra eve döneceğimizi düşünüyorduk. Ancak doktorlar muayeneden sonra, hastalığının ciddi olduğu teşhisini koyup hemen yoğun bakıma alınması gerektiğini söylediler. Yoğun bakımda bir gün bekletildikten sonra bir gün de yatılı kalmasını istediler. Bir günün sonunda tekrar muayeneler yapıldı ve yatış süresi uzatıldı. Dört gün boyunca hastamıza oksijen ve bahar uygulandı, gereken tedaviler yapıldı. Yatış veya diğer işlemlerle ilgili uğraştırılmadık. Zamanında her zaman doktorlar kontrollere geldiler, güler yüzlü bir şekilde hastalarla ilgilendiler ve en önemlisi de hastamız iyileşene kadar bizi bırakmadılar”
…
Hasta ve hasta yakınlarından bu güne kadar bu tür sözler duymamıştım.
Genelde arayan herkes, sitemini ve tepkisini dile getiriyor, biz de duygularına tercüman olmak için yazıyorduk.
Özel hastane yerine çocuğunu devlete ait bir kamu hastanesine götüren ve buradan memnun ayrılan vatandaşın düşüncelerini okuyunca ben de sorumluluk sahibi örnek doktorları takdir etmek için bu yazıyı kaleme aldım.
Müsaadenizle ben de özel hastanede bile görülmesi mümkün olmayan örnek davranışlarından dolayı Dr. Berivan Bozan, Dr Çiğdem Toprak ve Dr. Hazer Erçan Bozyer’e teşekkür ediyorum.
