ÇOCUK İSTİSMARINI AZ YAZMADIK

21-02-2018

Bu ara memleketin yoğun gündemi içerisinde bir de çocuklara yönelik cinsel istismarı konusu, önemli bir yer edinmiş.
Adana'da 4,5 yaşındaki küçük çocuğa karşı işlenen iğrenç cinsel istismar ile bu mesele bir anda ülkenin gündemine oturdu.
Son olay patlak vermeden önce Batman Sonsöz Gazetesi olarak günlerce bu konuyu işledik.
Şehrimizde art arda yaşanan çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarını işledik. 
Haberler yapıldı, biz köşe yazarları” neden bu iğrenç olaylar karşısında susuyorsunuz?” dedik.
Hiçbir kurumdan çıt çıkmadı.
Hatta “neden Batman’ı bu tür mevzularla gündeme getiriyorsunuz?” diyenler de oldu.
Yılmadan hep yazdık, çizdik ancak her nedense bu meseleye bizden başka değinen olmadı.
Ama Adana olayı patlak verince birileri sanki yaşadığımız memlekette bu iğrençlikler yeni oluyormuş gibi çığlıklar atmaya başladı.
Hayret!
Burunlarının dibindeki meseleyi görmeyenler ve tepkisiz kalanlar, her ne olduysa bu kez çocuk istismarlarına karşı ayaklandı.  
Yanlış anlaşılmasın duyarlılıklarından rahatsız değilim.
Geç de olsa bu hassas mevzuya gösterdikleri duyarlılıklarını önemsiyor ve devamını diliyorum.
Her olayda olduğu gibi son yaşanan olay da beni çok üzdü ve etkiledi.
Bana sorarsanız dünyanın en ahlaksız ve iğrenç suçların başında çocuklara yönelik cinsel istismar gelmektedir. 
Çocuğa karşı şiddet ve çocuklara cinsel istismarı her geçen gün daha da arttığına göre bu suça karşı yaptırım ve tedbirlerin alınması gerekmektedir. 
Bu iğrençliği gerçekleştirenlere karşı idam dahil en ağır cezaların uygulanmasına ilişkin tedbirler ile ilgili yasal düzenlenmelerin yapılması gündeme geliyor. 
Elbette hiçbir vicdan sahibi insan, işlenen suçu görmezden gelemez ancak şiddete şiddetle karşılık verilmesi, tek başına meseleyi çözmez.
Çocukların korunması, tehlike karşısında bilinçlendirmek de gerekir.
Ne yazık ki günümüz sorunları içerisinde çocuklar aileleri tarafından ihmal edilince cinsel istismar başta olmak üzere birçok tehlike ile karşı karşıya kalabiliyor. 
Ailelerin sadece cinsel istismar konusunda değil her türlü şiddet ve suça bulaştırma noktasında sokaktaki risklerin farkında olmaları gerekir.
Diğer bir yandan da devletin ilgili kurumlarının çocukların korunmasına ilişkin daha çok yetkilendirilmeli kanun ve yönetmelikler, yeniden düzenlenmelidir.
Çivil toplum örgütleri, çocuk hakları ile ilgili inisiyatif alarak çocukların bilinçlendirilmesinden, kurumların denetlenmesine kadar çalışmalar yapmalı.
Şahsen bu meselenin üzerinde durmaya devam edeceğim.
Birileri bu duyarlılığımı birilerine karşı bir hesaplaşma veya birilerinden intikam almaya dönüştürme olarak değerlendirmesin.
Ben kendimi bildim bileli hiçbir çıkar beklemeden, vicdanımın sesine kulak vererek topluma zarar verenlerle gönüllülük temelde sürekli karşı çıkan biriyim.
Çocukların cinsel istismarı, toplumun dibine dinamit koymaktır.
Bunu kim nerede yaparsa yapsın cezasını çekmesi için elimden geleni yaparım.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?