Her bahar mevsiminde keyfimizi kaçıran bir sürü musibet oluyor başımızda.
Bu nedenle baharın keyfini yaşayamıyoruz bu süreçte.
Bahar bizim ruh halimizi görmüyor, anlamıyor tabi.
Akıp gidiyor zaman tünelinde.
Bu mevsim, Mayıs ayı sonuna kadar sürecek.
Biz ise hayatımızı ciddi bir biçimde etkileyen musibetlerle meşgulüz.
Musibetlerin en büyüğü olan corona virüsü, en büyük ve ciddi sorun olarak önümüzde duruyor.
Bu belayı ne kadar zararla atlatacağımızı bilemiyoruz.
Bu belirsizlik tüm yaşamımızı ve geleceğe dair planlarımızı alt üst ediyor.
Bu bahar mevsiminde hayat böylece akıp gidiyor.
Keyfini çıkaramadığımız bahar mevsimi bir süre sonra bitecek.
Sonra yaz sıcakları ve sıkıcı günler başlayacak.
Yaz ve coronayı bir arada düşünemiyorum.
İnşallah yaza varmadan corona belasından kurtuluruz.
Yazın kavurucu sıcağı tüm virüsleri yok edeceğine inanıyorum.
Yeter ki biraz sabır ve tedbir alınsın.
Her ne kadar bu yazımda corona dışında bambaşka bir meseleye değinecekse de gündemde olan bu yakıcı soruna değinmeden geçemiyor insan.
Ama dediğim gibi hayat devam ediyor.
Corona ne kadar da kaygılandırıyorsa da biz gelecek ile ilgili plan ve programlarımızı da aksatmadan devam etmeliyiz.
Asıl değineceğim konuya gelecek olursak;
Her yaz olduğu gibi önümüzdeki mevsimde yine bu şehirde yaşayanlar, serinlemek için dere, göl ve nehir sularına kendilerini atacaklar.
Ve her sene olduğu gibi bu sene de ihmallerden kaynaklı boğulma vakaları baş gösterecek.
Boğulmalarda birinci ihmal kişilerin sorumsuzluğu, ikincisi ise kurumların ihmalkârlığı ve sorumsuzluklarıdır.
Dere, nehir ve göl sularına gelişi güzel girilmemesi için yeterli tedbirler alınmadığı gibi, halkın yoğun olarak girdiği sularda boğulma tehlikesi esnasında onu kurtaracak olan görevliler de yok.
Geçen yıl hatırlarsınız Batman Çayında haftalarca boğulanların cesetleri arandıktan sonra şehrimizde cankurtaran olmadığı gerçeği anlaşılmıştı.
Yani anlayacağınız bırakın boğulma tehlikesini, boğulanları kurtaracak ve su altından çıkaracak dalgıç ve cankurtaranlar da yok.
Havalar ısındı mı çocuklar ve gençler, eğlenmek için nerede su bulsalar adeta ördek gibi dalıyorlar.
Üstüne üstelik çoğu da yüzmede bilmiyor.
Bu sene Ilısu Göl Havzası da genç ve çocukların yüzmek için iştahını kabartacak.
Bu nedenle vakit geçirilmeden yüzülecek alanların belirlenmesi, yeteri kadar dalgıç ve cankurtaranın eğitimden geçirilerek göreve hazırlanması önemlidir.
Bu hatırlatmayı yapmamın sebebi, geçen yıllarda olduğu gibi tekrar aynı sorunların yaşanmaması isteğimdendir.
DSİ, AFAD ve Özel İdaresi gibi kurumlar mutlaka bu uyarıyı hatırlatmayı dikkate almalıdır.
