DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMAK GEREKİR

03-08-2016

Alçakça ve hunharca darbe saldırısının ardından Türkiye’nin dört bir yanında halkın büyük katılımı ve coşkusu ile 20 gündür meydanlarda “Demokrasi Nöbeti “ adı altında etkinlikler düzenleniyor.

Etkinliklere sivil toplum kurumları, yerel yönetimler, kamu yöneticileri ve siyasi partiler destek veriyor.

Akşam saat 21.00 sularında başlayan “Demokrasi Nöbetleri” sabah namazı vaktine kadar sürüyor.

Yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve gençlerle meydan renkleniyor.

Darbelere zorbalıklara karşı demokrasiye ve Cumhuriyete herkesin, renkleri ile sahip çıkması anlamlıdır.

Ülkenin dört bir yanında siyasi partilerin, renkleri ve söylemleri ile darbe girişimden bu yana meydanları boş bırakmaması, olması gereken bir duruştur.

Tabi demokrasiye canla başla sahip çıkmayı, cuntacılara karşı meydanlara çıkıp kendini siper eden ve bu uğurda yaşamından olan veya yaralananlar, dünya aleme gösterdi.

Aynı duygu ve samimiyetle 20 gündür darbecilere karşı meydanları boş bırakmayanların emeği ve yüreği için ne kadar teşekkür edilse azdır.

Tabi ki her zaman olduğu gibi bir kısım fırsatçı ve yalakalar bu durumdan istifade etmeye çalışacaktır.

Bu tipleri herkes biliyor ve tanıyor zaten.

Bunun için o fotoğraflar yüzünden demokrasiye sahip çıkanlara haksızlık yapacak bir değerlendirmeden kaçınmak gerekir.

Demokrasiye sahip çıkma noktasında bütün düşünce ve siyasi farklılıkların bir arada hareket etmeseler bile ortak paydalar doğrultusunda hareket etmeleri ülkemizin geleceği açısından önemli bir gelişmedir.

Darbe girişimi sonrası demokrasiye sahip çıkma noktasında cephenin bu kadar genişlemesi, ülkenin geleceği açısından umut vericidir.

Bu tarihi süreci, ülkemizde hiçbir şekilde yıkılmayacak kalıcı bir demokrasinin oluşumu için fırsata dönüştürmek gerekir. 

Kişilerin ve siyasi anlayışların değil genelin haklarını koruyan gerçek anlamda bir demokrasi inşa edilmelidir.

Birlikte veya ayrı ayrı, darbelere karşı gelip demokrasiye sahip çıkan her kesimi bundan sonra daha büyük sorumluluklar bekliyor.

Yani herkes bundan sonra da bir samimiyet testinden geçecek.

Kim gerçekten kimler demokrasiden, insan haklarından yanadır ve kimler Cumhuriyeti sahipleniyor, bu olağanüstü günleri geride bıraktıktan sonra açığa çıkacak.

Yalandan demokratlık, demokrasi savunuculuğu olmaz, olmamalıdır.

Küm bunu yapıyorsa ikiyüzlüdür.

Bir daha bu ülkede darbecilerin türememesi için demokrasi ve demokratlığın bütün esas ve ilkelerine sahip çıkılmalıdır.

Bu anlamda ülkemizi yeni bir tarihsel süreç bekliyor.

Bu tarihsel süreci kalıcı bir demokrasi ve herkesimi kapsayacak demokratik bir Cumhuriyetle de bunu taçlandırmak gerekir. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?