DOKUNMAZLIK VE KAYUM MESELESİ

15-04-2016

Çatışmaların yeniden başlaması ile birlikte siyasi alanda da ciddi anlamda bir tıkanma ve gerilim söz konusudur.

Dolayısı ile TBMM siyasi partiler arasında diyalogun kesilmesi ile ülkede cereyan eden sorunları çözüm üretmede zorlanıyor.

Hal böyle olunca özgürlüklerin kısıtlanması, demokratik hakların askıya alınması ve güvenlikçi yol ve yöntemler üzerinde duruluyor.

Tabi bu gün siyasetteki gerilimi ve tıkanmayı sadece çatışmalara bağlamak elbette doğru değildir.

Gerilim biraz da demokrasi kültürü ve anlayıştan kaynaklanmaktadır.

Şayet ülkemizde evrensel değerler ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem olmuş olsaydı bu gün bu kadar büyük belalarla uğraşmazdık.

TBMM, milletvekillerinin dokunmazlığını değil halkların eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşamanın dayanaklarını artıracak sivil ve demokratik bir anayasa çalışması yapacaktı.

Ancak gelinen noktada Başta Ak Parti olmak üzere bütün siyasi partiler milletvekili dokunmazlığını konuşuyor ve hiçbir madde üzerinde de anlaşamıyorlar.

Ak Parti, fezlekeleri Meclise gönderilen Başta HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Üstündağ üzere birçok HDP’li vekilin dokunmazlıklarının kaldırılması için anayasanın 83'üncü maddesine geçici bir madde eklenmesini görüşmek üzere Meclise teklif verdi.

Şayet bu teklif önerisi Meclisten geçerse birçoğu müebbet hapisle yargılanan HDP milletvekillerinin yargılanmasının önü açılmış olacak.

Yanı tıpkı 1990’lı yıllarda HEP’lilerin yaka paça meclis çıkışında tutuklanması gibi bir durum yaşanabilir.

HDP’lilerin meclis dışı bırakılmasının yanı sıra AK Parti, HDP’li belediyeler için yasa tasarısı hazırlığını da yapıyor.

Hazırlanan tasarıya göre görevden alınan belediye başkanlarının yerine kayyum benzeri atamalar yapılacak.

Görünen o ki Türkiye’yi ileriki süreçte çok zorlu günler bekliyor. 

Sadece HDP’li Milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması ve yine HDP-DBP li Belediye Başkanlarının yerine kayyum atanması bile Türkiye açısından yeni ve zorlu bir sürecin başlangıcına işarettir.

Böylesi bir gelişme sonrasında HDP’lilerin tavrının ne olacağı da önemli.

Çünkü geçmişte Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın “1 kişiye dokunulmasını tüm HDP’li vekillere dokunulmuş olarak kabul ederiz” sözleri HDP’nin Meclisten tümü ile çekilmesi ihtimalini güçlendiriyor.

Belediyelerde de aynı durum söz konusu.

Türkiye’de en son seçimde % 10 barajını aşmış bir siyasi partinin seçimle gelmiş milletvekilleri ve belediye başkanlarının özel yasalarla görevden alınması ülkemizde huzur ve barışı tahsis etmekten ziyade çatışmayı daha çok körükleyebilir.

Bütün bu ihtimalleri iyi hesaplamak gerekir.

Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde atılan siyasi adımların daha çok ne amaca hizmet edeceği iyi hesaplanmıyor.

Siyasiler çok ani kararlar, yönlendirmeler ve duygusalca tavırlar geliştiriliyor bu süreçte.

Bazen öfke ve duygusal yaklaşımlar sonucunda siyasal muhaliflik veya iktidar gücü, kişisel düşmanlığa dönüşebiliyor neredeyse.

Böylece siyasette yanlış üzerine yanlış yapılıyor yani.

Mesela başkanlık sisteminin getirisi ve götürüsü üzerinde durup yapısını sorgulamaktan ziyade “seni başkan yaptırmayacağız” sözü gibi.

Yine her yaşanan ölümden Parlamenterleri sorumlu tutup hedef göstermek gibi bir sürü yanlış yapılıyor.

Şayet HDP li vekillerin Dokunmazlıklar kaldırılıp cezaevi atılırsa yine Belediye başkanları yerine kayyum atanırsa bu da yanlışlardan birisi olacaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?