“DÜKKÂNIMIN ÖNÜNE PARK EDEMEZSİN ”

25-10-2016

Çarpık kentleşmenin öncü şehirlerinden biri Batman’dır.

Ne doğru dürüst bir altyapısı, ne üst yapısı ve ne de düzgün bir mimarisi var.

Derme çatma ve şehirleşme noktasında gece kondu düzeyinde bir şehirdir adeta.

Bu şehri bu hale getiren elbette birçok sebep var.

Bu sebeplerden en önemlisi; ardı arkası kesilmeyen iç ve dış göçlerdir.

Dört bir taraftan zorunlu göçe maruz kalanlar Batman’a demir attı.

Kır kanat imkânlarla başlarını sokabilecekleri derme çatma evler inşa ettiler”.

Bu yüzden de bu gün yaşadığımız şehirde tapusuz, oturma ve iskân izini olmayan bina sayısı, imara uygun bina sayısından daha çoktur.

Kaldırım ve sokaklar birçok yerde işgal edilmiş.

Anlayacağınız keşmekeşlik almış başını getiriyor.

Bunu fark edebilmek için mimar ve şehir plancısı olmak gerekmiyor.

Vaziyet çok net ve görünür.

Bundan herkes bir şekli ile zarar görüyor.

Bir sonbahar günü Batman’dan yakın bir köye gittiğimiz hasta ziyaretinde de sohbet dönüp dolaşıp Batmanın bu çarpık yapısına geliyor.

Köyde ikamet edip arada bir Batmana gelenlerden dolayı çarpık yapılaşmaya bağlı olarak oto park sorununa ilişkin ciddi anlamda dertlidirler.

***

Hüseyin Çekin, oto park sorunu yüzünden bir esnafla aralarında geçen tartışmayı anlatıyor.

“Sabah köyden geldikten sonra aracımı şehir merkezine yakın bir sokakta park etmek için bir süre boş yer aradıktan sonra nihayet boş bir yer bulup park ettim. Yaklaşık iki saat sonra aracımı almaya gittiğimde ise,  aracımı park ettiğim işyerinin sahibi hışımla üzerime yürüyerek, neden işyerimin önüne park ediyorsun diye çıkıştı. Ben de gayet sakin bir şekilde sokağın kamusal bir alan olduğunu, müsait durumlarda herkesin park etme hakkının olduğunu söyledim.Ancak esnaf ısrarla, iş yerimin önüne park edemezsin, diye diretti. Tartışma büyümesin diye aracıma binip gittim”

***

Ne yazık ki şehrimizdeki otopark yüzünden kavga ve yaralamalara neden olan olaylar da yaşanabiliyor.

Hangi cadde sokağa bakarsan bak mutlaka ya dükkân önüne konulan “park yapılmaz” levhaları ya da tenekeler, taş parçaları,  bayraklar,  dubalar, “yük indirilecek” yazıları ve daha birçok işgal amaçlı engeller görürsünüz.

Yani herkesin malı olan bir alan sanki özel mülkiyetleriymiş gibi hiç kimsenin park etmesine müsaade etmiyorlar.

Tabi bir de bir araçlık değil birkaç araçlık yeri kapatanlar da oluyor.

Sanki tapulu mallarıdır.

Utanmasa birileri kendi işyerinin önünü paralı parka dönüştürecek.

 Oysa iş yeri, ev, iş merkezinin önündeki cadde ve sokaklar ve kaldırımlar, herkesin ortak kullanım alanlarıdır.

Kişiye veya kuruma ait değildir.

Ama ne yazık ki birçok esnaf derebeyi edası ile  “dükkânımın önünde park edemezsin”  diyor.

Bu anlayış olduğu sürece de ne yaparsanız yapın Batman’da park sorunu çözülemez.

Bir de hemen hemen her esnafın, ortağı, kardeşi veya yanında çalışanın birin arabası var.

Araçlarını da genelde iş yerlerinin önüne park ediyorlar.

Neredeyse park halindeki araçların yarısı esnaf ve çalışanlarına aittir.

Nasılsa park ücreti ödemiyorlar ve nasılsa dükkânlarının önü onlarındır ya o yüzden evleri, yürüme mesafesinde bile olsa araçla işe geliyorlar.

Aslında bu sorunu çözmek zor değil.

Öncelikle işyerleri öndeki “park yapılamaz” levhalarına yasak getirilmelidir.

Bir de işlek caddelerden başlayarak ücretli otopark uygulamasına geçilmelidir.

Bakalım o zaman hangi esnaf dükkânının önü için park yapılamaz levhası koyacak?

Hangi kamu çalışanı ve esnaf özel otomobili ile yürüme mesafesindeki iş yerine gelip gidecek?

Konuya çarpık kentleşmeden girdim ama bu şehrin önemli sorunlardan biri ile noktaladım.

Umarım bu yazıda herkes kendine düşen görevi yapar ve en azından şehrimizin otopark sorunu çözülür.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?