EĞİTİM’DE KIYAMET!

10-09-2018

Eğitimde Kıyamet kopacak mı?

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk arayış içerisindedir. Bakan bey “Eğitimde kıyameti kopartmalıyız” diyor.

Ziya Selçuk; farklı bir Bakan, beklentilerin yüksek olduğu bir Bakan ve belki de şu ana kadar gelmiş Bakanlardan daha iyi bir bakış açısına sahip olan bir Bakan olabilir.

Başkanlık sisteminin gelmesi ile daha özgün ve daha radikal çalışmalar yapılabilir. Çünkü bir türlü aşamadığımız Bürokratik oligarşi ve vesayeti aşabiliriz.

Ancak şunu bilelim ki; Başkanlık Sisteminin uygulamada getirdiği kolaylıklar ve Bakan beyin vizyonu da Eğitim’de isteneni getirmeye yetmeyebilir.

Zira Eğitim Bakanın elinde sihirli değnek yok. Değişim ve yenilik topyekûn olmalıdır. Öğretmenler, Müdürler, Veliler ve öğrenciler de paydaşlar olarak değişim ve yeniliğe ihtiyaç duymalıdır.

Bir vizyon gelmeli ki, öğrenciler ideal olmayı benimsesinler. Öyle ki öğrencilerin insan sevgisi, ağaç sevgisi, doğa sevgisi, hayvan sevgisi gelişsin.

Toplum için üretmenin, insanlık için geliştirmenin farkındalığı oluşsun. Öğretmenlerin Kapitalist sistemin; daha fazla kazanma, daha fazla para önceliği iyi ve ahlaki öğrenci yetiştirme önceliğine dönsün.

Hafta sonu kursu, özel ders, dershane, kurs, etüd merkezleri ile Öğretmenlerin “Para motoru”na dönüşmeleri engellensin. İdealist öğretmenler yetişsin ve bu öğretmenler öğrencilere rol model olsun.

Öğretmenlerin, Müdür olma ve tabiri caizse; “Öğrencilerle uğraşacağıma yönetici olup odamda oturayım!” istek ve arzuları “Farabiler, İbni Sinalar,Necip Fazıl Kısakürekler vs” yetiştireyim arzularına dönüşsün.

Velilerin, “Benim çocuğum Doktor olsun da ne olursa olsun!” düşüncesi “Benim çocuğum önce insan olsun, adam gibi adam olmazsa Doktor da olmasın!” düşüncesine dönüşsün.

Eğitim sistemi kabuk değil özünü yani çekirdeğini de değiştirmelidir. Artık her gelen Bakana göre şekil alacağına Sistematik bir hal alarak kim gelirse gelsin değişme ihtiyacı hissedilmemelidir.

Geçmişte yaşadığımız ve bir Bakan geldiğinde “Tümevarım sistemine geçelim” diğeri geldiğine “Tümdengelim sistemine geçelim” gelgitleri olmasın.

 “El yazısı mı iyi? Düzyazı mı iyi?” ikilemi yaşamayalım. Bir nesil düzyazı öğrenip, diğer nesil el yazısı öğrenmesin.

Kıyamet kopacaksa iyi şekilde kopmalı ve hep beraber; Velisi, Öğretmeni, Öğrencisi, Müdürü ile sorumluluklarımızı yerine getirerek, ihtiyaç hissederek gerçekleşmelidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?