EN ÖZGÜRÜ AVCILAR

26-12-2015

Bu kadar insanın öldürüldüğü bir coğrafyada ne yazık ki tüm ölümler sıralananlaşıyor.

Ölümler karşısında insanlar zamanla etkisiz, tepkisiz ve duyarsız oluyor.

Bu tür durumlarda insanlar dışında kalan Allah’ın yarattığı diğer canlıların ölümlerinden, yaşam haklarından söz etmekse neredeyse ayıplanacak bir durum halini alıyor.

Bir gerçek daha var ölümün kol gezdiği coğrafyada en çok da hayvanlar ölümden nasipleniyor.

Kimisi bombardımanlardan ve silahlardan çıkan kurşunlar sonucu ölüyor.

Kimisi de savaşın yarattığı kaos ortamında avcıların kural tanımaz acımasız yöntemleri sonucunda ölüyor.

Çatışmaların yine şiddetlendiği şu soğuk ve dondurucu kış günleri, karada, (denizimiz yok) gölet ve akarsularda hayvanların avlanması için fırsata dönüşüyor.

Hiç tanımadığımız duyarlı biri aradı gazetemizi.

Kendisi de makul yöntemlerle bir avcı olduğunu belirttikten sonra özelikle Dicle Nehri kenarında bulunan kanatlı hayvanlarla, balıkların bazı avcılar tarafından çok acımasız yöntemlerle öldürüldüğüne dair bir bilgiyi bize ulaştırdı.

Avlanma yöntemleriyle ilgili ise “Daha çok balık avlamak için patlayıcı maddeler, jeneratörler, ilaç ve kimyasal maddeler kullanılıyor” dedi. 

Kanatlı canlıların avlanmasında da inanılmaz tekniklerin kullanıldığını, bu işin hayvanların neslinin tükenmesine kadar gittiğini söyledi.

Ayrıca avcıların Dicle Nehri Havzası boyunca aynı yöntemlere başvurulduğunu ancak özelikle de Zilek ve Çayüstü Köyleri civarında hafta sonları çok yoğun bir şekilde avcıların özgür bir şekilde avlandığını söyledi, bununla ilgili hiç kimsenin herhangi bir işlem yapmadığını da sözlerine ekledi.

Yani anlayacağınız birileri çatışmalı dönemi fırsata dönüştürerek doğadaki canlı katliamına başlamış.

Nasıl olsa vicdan yok.

Karışan da yok.

Ceza da yok.

Yaptıkları vahşet yanlarına kâr kalıyor.

Bu durumda en özgürü ve rahat olanlar onlar.

İşin tuhaf yanı ise çatışmalı ortamı sadece avcılar değil bazı kamu görevlileri de fırsata dönüştürüyor.

Kırsal alanlarda güvenlik sorunu var diye iş yapmıyor ya da işi yavaşlatıyorlar.

Hal böyle olunca da avcılara gün doğuyor.

Avcılara gün doğunca da olan, savunmasız doğadaki tüm canlılara oluyor.

Acımasız avcılardan canlıları korumak Orman ve Su İşleri Müdürlüğünün yetkisindedir.

Orman Su İşleri Müdürlüğünün yapısı o kadar çok çetrefilidir ki avcılıkla ilgili şikâyeti nereye yapacağını da bilemiyor insan. 

Yaban hayatı koruma, av yönetimi gibi farklı birimler var.

Ama bu birimler Batman’da var mı, yok mu, doğrusunu bilemiyoruz.

Çünkü bu güne kadar ne bir icraatlarına şahit olduk ne de bir uyarı ve duyurularına.

Şayet varsa öyle bir birim, yanlış av ve avlanma yöntemlerine karşı herhangi bir çalışma yapmışlarsa ve yapıyorlarsa, bunu bu gelişmeden mahrum kalan bizlere bildirseler ne iyi olur.

Ha yoksa bir çalışmaları biz şimdiden öne sürecekleri mazeretleri tahmin ediyoruz.

“Kurumsal imkân ve olanaklarımız yok”

”Personel yok”

“Araç yok”

“Güvenliğimiz yok”

Yok da, yok…

Var olan tek gerçek, yaban hayat ve canlılar gözlerimizin önünde yok ediliyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?