“EVET” İÇİNDE Kİ “HAYIR” VE HAYIRCILAR!

05-03-2017

Referandum tarihi yaklaştıkça, hareket ve hararet artıyor!

Saflar netleşirken, saflar arasında ki boşluklar da belirginleşiyor!

Serin havada meyveleri toplayanlar, sıcağın zirve yaptığı zamanlarda gölgelikler arıyor!

Aslında sıcaklar daha zirvede yapmadı. Hafiften ucunu gösterdi ama meyve zamanı ön safta olup,

Kimseye yer vermeyenler, şimdilerde gölgeliklere yerleştiler!

Birileri, yine çıkıp, her doğru her yerde söylenmez, dere geçilirken at değiştirilmez falan diyecek!

Azizim, bindiğin at yanlışsa, derenin ortasında sana yapar yapacağını, sahile çıktıktıktan sonra onu değiştirmenin bir anlamı yok!

Zaten bindiğin at yanlışsa, senin sahile çıkma ihtimalin yok!

Bu doğruyu, at seni derenin ortasında dalgalara bıraktıktan sonra söylemenin de anlamı yok!

Tamam, eyvallah, asıl temizlik referandum sonrasına bırakıldı.

Evet deme zorunluluklarımızdan birisi de bu! Lakin bu kadar önde, bu kadar içte olanlara da dikkat etmek lazım!

Meyveleri yiyip, çöplerini milletin üstüne atanları ayıklamak lazım.

Siyasette, bürokraside, yargıda, askerde poliste...

Nerede olursa olsun, bu tarz bukalemun kılıklı zevatları ayrıştırmak lazım.

Aynısı “Hayır” cephesi içinde geçerli, aranızda sizin ekmeğinizi yiyip, sizin aleyhinize çalışanlar varsa, yani yüzünü gizleyip kaypaklık yapıyorsa gereğini yapın!

Bu, Evetçiler hayırcıları, hayırcılar evetçileri bertaraf etsin demek olmuyor!

Tam tersine, herkes birbirine saygılı olsun ve kimse kimseye ihanet etmesin demek oluyor!

Kimse yüzünü gizlemek zorunda kalmasın, arada menfaat için bunu yapanlarda ifşa olsun...

Evetçileri özellikle vurgulamamın sebebi, onların içinde daha çok Truvacı var!

Çünkü güç, iktidar ve menfaat şimdilik onların yanında.

Bal orda, sineklerde...

Sinekler mübarek hayvanlardır, fıtratları gereği, bala şekere, şıraya gelirler!

Lakin fıtratının dışına çıkıp sinek karakterine bürünen insanlar, karakter yoksunu enkazı beşerdirler!

Herkes, saflarını sıklaştırıp, inandığını pekiştirsin, anlatsın, savunsun. Başkasının ne dediğini kafaya takmasın, takıntı yapmasın, takışmasın!

Sadece, güneşte çalışırken, gölgede oturanlara dikkat etsin.

28 Şubatta, 15 Temmuz'da, 16 Nisan'da...

Bu gölgeciler, her zaman konuşur bağırır, ekranda olurlar!

Meyve yer, bal yer ceviz yerler...

Sadece hesap ödeme zamanlarında yok olurlar.

Onlara dikkat edin. Bunların asıl verdikleri zarar yedikleri değil, ettikleridir. Çünkü asıl adamların yemekte zaten gözü yok!

Lakin bu yiyiciler, asıl adamların aşkını, şevkini, samimiyetini zedeler, moralini bozar, safları sarsarlar!

Bunları bence ertelememek ötelememek, geciktirmemek gerek!

En fazla 17 Nisan'a kadar!

Bukalemun kılıklı zevatların ifşa olup, bertaraf olduğu yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?