FİLM KOPTU HER TARAF KARANLIK

11-09-2020

İlk kez sinemaya gitmiştim.
Bilet gişesini geçtikten sonra koca bir salon ve beyaz bir perde.
Bağlantı yerleri gevşediğinden gışırtı sesi çıkartan tahtadan sandalyelere oturdum.
Salon tıka basa dolduktan sonra film başladı.
Filmin en heyecanlı anında birden perde karardı.
Sonradan makinist olduğunu öğrendiğim bir ses.
“Kimse yerinde kalkmasın film koptu birazdan başlayacağız” dedi.
Karanlıkta epey bekledik.
Sadece bir gıcırtı sesi vardı sandalyelerden gelen.
Sonra film, koptuğu yerin bir adım ilerisinde yeniden başladı.
Karanlık kayboldu.
Çocuk yaşlarımda ilk karanlıkla imtihanımdı bu benim.
Sinemada film koptuğu için değil ama çok karanlıklı günlerim oldu.
Her karanlık olduğunda içimden bir şeyler koptu.
Karanlılıklar katlandı boyuna dünyamda.
Ben hiçbir zaman karanlığı sevmedim.
Karanlığım olmadı bu yüzden.
Her karanlık günde bir mum aradım.
Bana ışık verecek bir çift göz.
Dışardaki karanlığa hep içimden direndim.
Ben onu hiç sevmedim.
Korkuların anasıdır.
Ölüm karanlığı her biri.
 Her bir yanı kapalı mezar misali.
Sonu olmayan bir karanlık yani. 
Işık yok.
Umut yok.
Ay, güneş, yıldız yok.
Kapkara her şey.
Işık hem uzak hem yakındır.
Yıldızların dansı her an başlayacak gibi.
Belki içlerinde biri kayacak.
Yıldızlar en çok karanlıkta fark edilir.
 Ama yıldızlar da karanlıkla baş edemez.
Sinemaya ilk gidişimde tanıdım karanlığı.
İlk korkuyu,
İlk karamsarlığı,
İlk yürek burkulmasını.
Ben film kopmasa da karanlık ormanlarda hep kaybolurum.
Ne bir ışık ne bir umut var.
Elektrikleri kesilmiş hayalet bir şehrin ortasındayım adeta.
Oysa çok değil, bir mum ışığı yeter.
Bir mum ışığı ile koca bir karanlığa karşı durabilirim.
Bir yıldızla tüm gökyüzü aydınlık gelebilir bana.
Ama film kopmuş, onaran yok.
Her taraf katmer katmer karanlık.
Zifiri bir karanlıkta neredeyim  bilemiyorum bu sonu olmayan gecede.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?