Üniversiteye giriş sınavı tüm Türkiye’de olduğu gibi şehrimizde de hafta sonu yapıldı.
Ailemizden iki öğrencimiz bu sene sınava girdiği için iki gün üs üste diğer ailelerle birlikte sınav salonu önünde 4 saat bekledik.
Gerek okul önlerinde, gerekse öğrencilerin anlattığına göre sınav salonlarında koronaya karşı alınan tedbirlerin alenen ihlal edildiğini gözlemledim.
Umarım önlemlerin hiçe sayıldığı bu iki gün, ilimizde korona salgınında bir artışa yol açmaz.
Cumartesi ve Pazar Gün ki manzarayı gördükten sonra oluşan tablonun öğrenci, veli, eğitimci ve güvenlik görevlileri açısından riskli bir ortam oluşturduğunu söyleyebilirim.
Binlerce öğrenci ve ailesi Haziran’ın bu sıcak günlerinde koronavirüs tehdidine rağmen büyük bir heyecan ve umutla hep birlikte terk döktü.
Çünkü bu sınav, gençlerin geleceği açısından çok önemli bir sınavdı.
Bir bakıma hayatlarının sınavı.
Sınavı kazananlar için zorlu 4 -5 yıllık yorucu bir maraton daha var.
Bu maratonu da başarı ile bitirir ve diplomalarına sahip olurlarsa, evvela diplomalı işsizler arasında yerlerini alacaklar.
Sonra KPSS hazırlığı ve stresi başlar.
Bu sınavı da başarıyla bitirdi mi bu sefer kamuda atanabilme umudu başlar.
Torpilini bulan özel sektörde de kamuda da rahatlıkla işe yerleşir, iş imkânı bulamayanın ise bunca harcadığı emeği boşuna gider.
Yani üniversite sınavını kazanmak ve üniversiteden başarı ile mezun olabilmek, iyi bir gelecek için tek başına yeterli değildir.
Eli uzun bir dayısı oldu mu bu ülkede aslında öyle iyi ve zor bir üniversiteden mezun olup olmadığın önemli değildir.
Yeter ki aranan şartları karşılayacak belgen olsun, gerisi kolay.
Hatta çoğu kez aranan şartlarda, kişiye göre maddeler konuluyor.
İkametgâh, yaş, askerlik görevi, güvenlik soruşturması gibi uzmanlık ve tecrübe ile ilgisi olmayan şartlar adı altında adam kayırılıyor.
Yazının başlığını okur okumaz hayretler içerisinde kaldığınızı tahmin edebiliyorum.
Çünkü hepimiz de biliyoruz ki Türkiye geneli bir sınavda Batman’ın birinci olabilmesi mümkün değildir.
Mevcut eğitim sistemi toplumun ekonomik ve sosyal refahı, başarının önünde çok büyük bir engeldir.
Ama henüz sınav sonuçları açıklanmazken bir sivri zekâlı öğrenci yüzünden tüm Türkiye Batman’da yapılan YKS sınavını konuştu.
Kopya çekmek için tüm arama noktalarını atlatarak içeriye telefon sokup sınav esnasında kitapçığın fotoğrafını çekerek sosyal medyada paylaşan öğrenci, Batman’da yapılan sınavı bir bakıma tehlikeye soktu.
Her ne kadar ferdi bir davranışsa ve içeriye koyduğu telefonla kopya çekip çekmediği belli değilse bile bu sorumsuz kişi yüzünden Batman’daki YKS tehlikeye girebilir.
Son birkaç senedir üniversite sınavları başarı sıralamasında hep 81 il arasında son 10 arasına giriyorduk.
Diyelim bu sene tesadüfen sınavdaki başarı oranında birkaç sıra yükselirsek bu durum akıllara, Batman’da sınav esnasında içeriye telefon konulup kopya çekildiği ihtimali akıllara getirebilir.
Bu nedenle bu yanlışı kim yaptıysa Batman’daki binlerce öğrencinin kaderi ile oynadı bir nevi.
Batman’ın eğitimde başarı sıralamasında bir gün birinci olabileceğini mevcut yöntem ve yaklaşımlar nedeni ile hiç düşünmedim bile.
Ama bir sorumsuz öğrenci nedeni ile Batman’daki YKS’nin, en çok konuşulan sınav olabileceğini de düşünmemiştim.
YKS ile ilgili yaygın ve sosyal medyada birçok haber yapıldı.
Sınava gireceklerin moral motivasyonunu yükseltmek için kendi şehirlerindeki öğrencilere burs vaat eden kurumlar ve iş insanları, okul bahçesinde bekleyen velilere ikramda bulunan kurumlar, öğrencileri sına yerlerine ücretsiz taşıyan ve rehberlik yapan gönüllüler, evinde mahsur kalanların imdadına yetişen itfaiye, daha birçok güzel örnek davranışlar haberleştirildi.
Ancak sınav ile ilgili yapılan haberler arasında en çok ses getiren, Batman’da sınav kitapçığı fotoğrafının çekilmesi ve sosyal medyada paylaşılması oldu.
Şehir olarak sınavda derece yapıp haber olmak yerine kopya girişimi ile gündeme gelinmesi imaj açısından hiç de şık olmadı.
Elbette bu münferit ve şahsi bir davranıştır ve öyle değerlendirilmelidir, ama ne olursa olsun bu meseleden dolayı gözler Batman’a çevrilmesine yetti.
Umarım bu durum, hem bunca çaba ve emekten sonra ter döken öğrencilerin emeğini boşa çıkarmaz.
