Batman’daki seçimlerde 11 Belediye Başkanlığını üç farklı siyasi partinin adayı kazanmış oldu.
3 İlçe ile 2 Belde Belediye Başkanlığını kazanan AK Parti, Batman’da en çok belediye başkanlığını kazanan parti oldu.
Batman’da en çok seçmenin olduğu İl Merkezi ve Kozluk İlçeleri ile iki belde Belediye Başkanlığını kazanan ise HDP oldu.
AK Parti’nin taktik hataları sonucunda partisinden küserek Saadet Partisi’ne geçen iki adaydan biri bir ilçe, diğeri de bir belde belediye başkanlığını kazandı.
Şehrimizde ilk mazbatalarını alan Ak Partili Hasankeyf, Sason ve Balpınar Belediye başkanları oldu.
Başta Batman İl Merkezindeki sandıklar olmak üzere diğer yerleşim yerlerindeki itirazlar devam ettiğinden dolayı başkanlar hala mazbatalarını alıp koltuklarına oturmadılar.
Daha başkanlara mazbataları verilmeden, başta Batman Belediye Başkanlığı olmak üzere diğer belediyeler için de kayyum iddiaları ortaya atılıyor.
Sosyal medyada paylaşımları ile kendilerini gündemleştirmek ve hükümetin nazarında itibar kazanmak isteyen bir kesim ise kayyum atanmasını gündeme getiriyorlar.
Hangi siyasi partiden seçilmiş olursa olsun ve hangi belediye olursa olsun, adil bir seçimin sonucunda belirlenen belediye başkanının yerine kayyum atanmasını tartışmaya açmak, bence halkın iradesine yapılacak en büyük saygısızlıktır.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun belirlediği kriterlere göre aday olmasında sakınca bulunmayan 11 Belediye Başkanın icraatını görmeden, sırf siyasi tercihlerinden dolayı yerlerine kayyum atamak, demokrasiye vurulacak en büyük darbedir.
Kayyum atanmasını sadece belediyecilik hizmetleri ile değerlendirmek yanlıştır.
Meseleye demokrasinin gerekleri ve işleyişi açısından da bakılmalıdır.
Batman Barosu Başkanı Hamit Çakan’ın da seçim sürecinde dediği gibi yasalarımızda kayyum atamasının gibi hiçbir hukuki dayanağı yoktur.
Kayyum, bir nevi yerelde demokrasinin askıya alınması anlamına gelmektedir.
“Teröre destek ve güvenlik gerekçeleri” ile kayyum atamanın halka çok inandırıcı gelmediği de Batman merkez seçim sonuçları ile bir kez daha ortaya çıktı.
Çünkü hiç kimse göz göre göre güvenliğini ve geleceğini tercihi ile tehlikeye atmaz.
Şayet bazı belediye başkanları her ne sebep ve şekilde olursa olsun görevlerini kötüye kullanıp istismar ediyorsa, devletin hukuk sistemi içerisinde gereği elbette yapılmalıdır.
Belediyenin ekonomik kaynakları ve imkânları amaç dışı kullanılıyorsa, devletin istihbaratı, güvenlik güçleri ve yargısı, delilleri ile bunu ortaya çıkarıp, ilgili kişileri cezalandırabilir. Elbette ki kanunsuzlukların, yanlışların önüne geçilmelidir.
Halkın kaynakları, halka hizmet olarak kullanılmalıdır.
Buna hiç kimsenin itirazı olamaz.
Ancak varsayımlarla hareket etmek, hangi siyasi partiden olursa olsun daha Belediye Başkanlarının pratiklerini görmeden sadece niyet okumakla kayyum atanmasını gündeme getirmek, halkın iradesine karşı saygısızlıktır.
Göreve seçilen belediye başkanları da yasalarda görevleri tanımladığı gibi hareket ederek halkın kaynaklarını en doğru biçimi ile halkın hizmetine kullanmalıdır.
Hem kayyum atanması hem de belediyelerin yönetilmesi noktasında belirttiğim hususlar dışına kim çıkarsa, yanlış yapmış olur
Partisi ve görüşü ne olursa olsun, seçilen her belediye başkanı, halkın iradesidir, herkesin bu iradeye saygı göstermesi gerekir.
Şehrimizin yeni hukuksuzluklara ve gerilimlere değil, hizmet ve huzura ihtiyacı var.
