HANGİMİZ TERK EDİLMEDİK Kİ!

11-11-2017

Bir bebeğin daha doğar doğmaz kimliği belirsiz kişiler tarafından terk edildiğini duyunca yaşadığım şehirden bir daha korktum.

Nasıl korkmayayım ki?

5­-6 haneli şirin bir köyde doğmuş çocukluğunu geçirmiş benim için her zaman büyük şehirler, kalabalıklar zaten korkutucu geliyor.

Bana göre Kalabalıklar içinde büyüklüğü gibi her çeşit sorun barındırıyor da ondan

Büyük şehirlerde öylesine korkutucu sorunlar var ki neredeyse sokağa bir bebeği bırakmak diğerlerinin yanında masum bir hareket gibi gelir.

Hatırlayın bir sene önce yaşadığımız şehirde Amine sırf aşık oldu diye aile bireyleri tarafından işkence ile öldürüldü.

Hala vicdan sahibi her insan için acısı tazedir.

Daha nice böyle tarifi mümkün olmayan acılara şahitlik ettik bu güne kadar.

En son çocuğunu sokağa bırakan annenin haberi canavar başlıkları ile verildi.

Oysa her insan tıpkı parka terk edilip atılan bebek gibi annesinden masum olarak doğuyor.

Hayat şartları içerisinden masumiyetlerinden kopup gidiyorlar. 

Kopunca da hayatı hem kendilerine hem başkasına cehenneme çeviriyorlar.

Terk edilen bebek için sadece anneyi canavar olarak görmek son derece haksızlıktır.

Toplumun kadın haklarına bakışından tutun, yoksulluk, çaresizlik her bir şeyde suçu aramak gerekir.

Şehrimizde bir parka bırakılan minnacık bebeğin Terk edilişinin arka planında nasıl ağır bir dram var kim bilir?

Bu hiçbir zaman çıplaklığı ile ortaya çıkmayacaktır.

Ama vicdanlara işlenen tek kanaat suçlu sadece doğurandır.

Şimdi bu dram karşısında bütün vicdanlar paramparça. 

Ancak bir günlük bebek terk edilmenin farkında değil henüz. .

Eminim ki hiçbir zamanda işin perde arkasındaki dram tam olarak öğrenmeyecektir oda.

Hem öğrense ne değişir ki, acısı belki daha da katlanır.

Gözümün önünden geçmiyor bir türlü bebeğin o gazetelere yansıyan fotoğrafı.

Yaraladı resmen beni.

Kim bilir? O bebek birileri onu görünceye kadar o minik elleri ne çok üşüdü.

Ana kokusundan kopunca ne tür bir hasret yaşadı.

Ne kadar da çok çığlıkları ile annesini sayıkladı?

Biliyorum o masum bebek hiçbir şeyin farkında değildir şimdilik.

Ama anlamaya başladığında acılı şehirde da terk edinilenin o olmadığını.

Sağında solunda yanında hep terk edilmekten kaynaklı yüreğinde kanayan derin yarası olanlar saracak çünkü.

 Ve şunu da anlayacak ki terk edildiği bu şehir savaştan çıkmış koca kent gibidir.

Terk edilmişliklerden ötürü katmer katmer acılar üst üste yığılmış.

Kimin başı derde düşmüşse bu şehre sığınmış adeta.

Suriye’den, Afganistan’daki savaştan kaçanlarda buna dâhil.

Bu şehir çaresizlerin limanı olmuş yani.

Büyümüşlüğü de bundandır hep.

Yanı bu şehirde yaşayan çoğunluğun yaşamında ila ki bir terk edilmişlik vardır.

Hangi demem o ki gönüllerin harabe olması bu yüzdendir hep.    

Bu yüzden de parkta bulunan bebek bu şehirde terk edilmişlerin içinde büyüyecek. 

 Öğrendiğinde gerçekleri sırf terk edildiği için sadece ağlayan olmadığının da farkına varacak...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?