HATİCE TÜRKAN’A VERİLEN ÖDÜLE İTİRAZIMIZ VAR

02-10-2017

Batman Sonsöz Gazetesi farklılıklar açısından rengarenk bir mozaiğe benzer  

Yazı ve haber kadrosu sadece düşüncel değil,  kadın-erkek eşitliği,  yaş farkı gibi daha birçok özelliği içinde barındırıyor.

Bu çoğulculuğu esas alan anlayış, beni bu gazete bağlayan en önemli unsurdur.

Yoksa kesinlikle Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan’ın egosu, kaprisi ve nazı, çekilecek gibi değildir.

Gazetenin Patronu Ercan Atay dâhil, biz basın emekçilerine Hatice Türkan’ın neler çektirdiğini bir biz, bir de Allah bilir.

Akşama kadar koşuşturan muhabirlerin ya yazdığı haberleri ya da haber için getirdikleri görselleri mutlaka eleştirir.

Muhabirleri haftanın 7 günü, sabah 8 akşam 8 saatleri arasında çalıştırır.

Biz yazarların yazısına istediği gibi sansür uygular, bu yetmiyormuş gibi yazıyı akşamdan gönderdiğimizde vay sen misin yazıyı erken yazan?

Yazıyı öğlenden sonra gönderdiğimizde bu sefer de vay sen misin yazıyı geç gönderen?

Her gün, her gün azarlıyor bizi.

Öyle ki yazı yazdığımıza bizi pişman ediyor.

Sonsöz Gazetesinde yıllarca nasıl hala devam ettiğimize şaşıyorum.

Çünkü çalışma koşulları dayanılacak gibi değil.

Hep “sabredelim” diyoruz.

Ancak sabrımız bile yoruldu.

Patrona şikâyet ediyoruz.

Patron da bizim gibi mağdur. O da Hatice Türkan’ı kime şikâyet edeceğini bilmiyor.

Sonra kafa kafaya verip derdimizi bildireceğimiz bir muhatap konusunda anlamıştık, üyesi olduğumuz en etkin meslek örgütü Gazeteciler Cemiyetine kendisin şikâyet edecektik.

Kaderin cilvesi buna derler.

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC), kendisini başarılarından dolayı ödüle layık görmez mi?

Başka bir gazetede arkadaşlarından biri ödül alsa herkes sevinir, arkadaşını tebrik eder.

Bizde ise Hatice Türkan’ın ödül haberini duyunca hepimiz şoka girdik adeta.

Çünkü böylesi saygın bir cemiyetin ödülünü almak öyle kolay değildi.  

Yüzlerce kişi arasından ödüle layık görülmek, onur verici bir durumdur.

Bizim çok kızdığımız ama bir türlü baş edemediğimiz Genel Yayın Yönetmenimiz böylesi bir başarıyı elde etmişti.

İşin doğal akışında biz de gururlandık.

İnanıyoruz ki Hatice Türkan, röportaj dalında ödülü çoktan hak eden bir meslektaşımızdı ancak korku ve kaygılarımız ödül haberi ile birlikte daha da arttı.

Hatice Türkan, alacağı ödülü, çalışma masasının arkasındaki dolapta bulunan tacının (ki taç onun için dünya güzellik yarışması birincisi tacından daha kıymetlidir)  yanına bıraktıktan sonra gazete emekçileri olarak vay halimize ki ne vay.

Bizi ondan sonra kim koruyacak, kim sahiplenecek, endişe içerisindeyiz.

Bu yüzden Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ve bu sene 32.’si düzenlenen başarılı gazeteciler ödül yarışmasının jürisine burada seslenmek istiyoruz;

Ve bu yazının altına bütün gazete emekçileri olarak, patron dahil imza atıyoruz.

Hatice Türkan’a verilen ödüle itirazımız var.

İyi bir gazeteci olabilir, buna bir şey demiyoruz, ancak bizlere sürekli işyerinde mobbing uygulamaktadır.

Türkçesi “psikolojik şiddet, baskı, sindirme, sıkıntı vermektir” yani.

Bu nedenlerle ödülün geri alınmasını istiyoruz.

Bu ödül, gazetedeki çalışma koşullarımızı daha da ağırlaştırabilir.

Oysa cemiyetlerin bir görevi de üyelerini korumaktır.

Bizleri sürekli ezen birine ödül vermenin neresi gazetecileri korumaktır, doğrusu anlamış değiliz.

Bu yazının, gazetemizde ve internet sayfamızda yayınlanmasından yola çıkarak şunu diyebilirsiniz;

Peki, madem baskı, sansür ve sindirme yollarına başvuruyor sürekli bu yazı nasıl oluyor da yayınlanıyor?

Ona da müsaadenizle açıklık getireyim;

O da çok iyi biliyor ki gazetenin basın emekçilerinin çaba ve başarıları sayesinde Sonsöz Gazetesi kendi camiası içerisinde en çok takip edilen,  okunan gazetelerden biridir.  

Kendisi bu başarılı kadroyu o yüzden koruyor ve yazılarını yayınlamazlık etmiyor.

Yoksa asla bu yazılara müsaade etmez.

Evet, sadede gelecek olursak;

Bu yazı Hatice Türkan’ın da dediği gibi  “Recep Kavuş’ça bir tarzla sevincini dile getirme, tebrik ve teşekkür”dü aslında.

Benim mizah dilimden anlamayanlar için ifadelerimi iki kelime ile sadeleştirerek izah etme gereği duyuyorum;

Çoğulcu demokratik yapı ve anlayışla başarılı bir şekilde yayın yapan Batman Sonsöz Gazetesi’nde bir kadın gazeteci olduğundan dolayı hepimizin sürekli desteklerini esirgemediği Hatice Türkan’ın bu ödülü fazlası ile hak ettiğine inanıyorum.

Hatice Türkan ve Batman Sonsöz Gazetesinin başarısını fark ederek bunu ödüllendiren Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ve Ödül Jürisine de ayrıca teşekkür ediyorum.

Sanırım yazının ilk satırından son satırına kadar anlatmak istediklerim, şimdi daha iyi anlaşılmıştır.

Tebrikler Hatice Türkan, Teşekkürler Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?