HATİCE TÜRKAN’IN KANAAT ÖNDERİ OLMA PLANI

26-02-2018

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’ın Batman Ziyareti esnasında az sayıda sivil toplum örgütü ve çok sayıda kanaat önderi ile gerçekleştirdiği toplantıya Hatice Türkan çok fena içerlenmiş.

O kadar çok içerlenip sinirlenmiş ki meramını yazıya dökmüş.

Yazısının başlığında “Kim Bu Kanaat Önderleri?” diye sormuş.

Yazısının satır aralarında da;

“Toplantıda muhabirlerimizin çektiği fotoğrafları inceledim. Tanıdık bir sima aradım.

Gerçekten kimmiş bizim kanaat önderlerimiz?

Bu isimler nasıl seçilmiş?

Kim karar vermiş?

Batman Halkının bundan haberi var mı?

Halk, orada kendisini temsilen oturan isimleri gerçekten kanaat önderi olarak kabul etmiş mi?”

cümlelerini sıralamış.

Bu yazıyı okuyanları bilmem ama ben kendimce bu yazının ve soruların arkasındaki gayeyi anladım.

Hatice Türkan’ın derdi, kanaat önderi olmaktır.

Onu en çok tanıyanlardan biri olarak bunu iddia etmiyor, net bir biçimde söylüyorum.

Batman Sonsöz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, bununla yetinmedi.

Köşe yazıları yazmaya başladı.

Haber yazmaya başladı.

Bulmaca köşesini bile hazırladı.

Bununla da yetinmedi röportajlar da yapıyor sık sık.

Toplumda kabul görmek, itibar sahibi olmak için fiyakalı ve havalı olmak gerektiğini anlayınca da bütün kazandığı parayı bakım ve giyimine verdi.

Bir de binlerce, on binlerce görsel arşiv oluşturup boy boy fotoğraflarını sosyal medyada paylaştı.

Bu sayede gerçekten Batman’ın en gözde kişilerinden biri olmayı başardı.

Ha bir de gazete yönetiminde de etkisini, gücünü, derebeyliğini daha da artırdı.

Böylesi ciddi bir donanıma sahip olunca hali ile birilerinin kendisini kanaat önderi olarak önermesini bekliyordu ama hayalleri suya düştü.

Yani anlayacağınız Batman’ın ilk ve tek kanaat önderi olma planı tutmadı.

Tutmayınca da çileden çıktı.

Dün bizzat kendisinden öğrendiğim kadarı ile sırf bu yüzden hastalanıp yatağa da düşmüş.

Oysa bu planını başta bana açmış olsa bu duruma düşmezdi bu gün.

Kendisine kanaat önderi olmanın günümüzdeki yol ve yöntemini izah ederdim.

Ama kanaat önderi olma havasına girdiğinden bu yana o kadar çok kompleks ve her şeyi ben bilirim havasına girdi ki hanım efendi kimseye danışmayı kendisine yediremedi.

Yedirmeyince de işte öyle ters köşe oldu.

Oysa bana sorsaydı bütün bunlar başına gelmezdi.

Şayet sorsaydı bana ona aşağıdaki soruları sorardım.

Bir aşiretin lideri misin?

Bir tarikatın var mı?

Şeyh misin?

Para ve servetin için etrafında binlerce kişi var mı?

Kendisini iyi tanıdığımdan eminim bütün sorularıma “hayır” diyecekti.

O zaman ben de;

Sakın böyle bir plan içerisine girme” diyecektim.

Ama sormadı.

Sormayınca da kanaat önderi olamamanın kederinden hastalanarak yatağa düştü.

Şimdi size bir tavsiyem;

Hatice Türkan’ın düştüğü duruma düşmemek için sakın ha kanaat önderi olmayı hayal etmeyin.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?