Sayın Hatice Türkan sana hitaben yazdığım bu yazıyı gecikmeli olarak kaleme alıyorum.
Malumun bir süredir seçimle ilgileniyoruz.
Körü körüne takım tutar gibi siyasi parti taraftarı olunduğu için siyaseti sevmiyorum.
Tarafsız olma şansı verilmiyor, yaşadığımız coğrafyada.
İlla birilerinin şakşakçılığını ve kuyrukçuluğunu yapmak gerekir.
Yalan ve günahlarına ortak olmayı emrediyor töreler.
Uymayana, yaşama şansı tanınmıyor.
Dışlanırsın, ötekileştirilirsin, yalnız başına kalırsın.
İşin, ekmeğin ile tehdit edilirsin.
Bu yüzden siyaseti sevmem.
Siyasete inanmam.
Kimsenin şakşakçısı olmadım hayatım boyunca.
Bu yüzden kim siyasete girdiyse bir süre sonra bana yüz çevirdi.
Bu yüzden çok yalnızlıklar yaşadım yaşamım boyunca.
Ama bu süreçte gündemin gereği olarak herkes gibi bir süredir seçimin rüzgârına kapılmamdan dolayı seni unuttuğumu sanmışsın.
Hatice Türkan seni unutmadım elbette.
Sadece bu ara siyasetin rüzgârına kapılmıştım.
Batman Sonsöz Gazetesi kadrosuna yeni isimler eklediğini duymadığımı ve görmediğimi sanma.
Gazetedeki herkese alternatif oluşturma projesinden haberim var.
İletişim mezunu Eylül yeni başlamış gazetede.
Bir de adaşım olan genç Recep’i almışsın tasarım öğrensin diye.
Kadronu güçlendirdikçe, ekip sayını arttırdıkça kendini daha güçlü hissediyorsun.
Gazete üzerindeki tahakkümün daha da artırma derdindeymişsin.
Biraz parası olan ve mevki makam sahibi olan herkesin, kendine hemen bir derebeylik kurduğu dönemden geçiyoruz.
Sende kendine bir derebeyliğini kurama çalışması başlatmışsın.
Derebeyliğini kurmadan önce etrafında temizlik hareketi başlattığını da duydum.
Bu kapsamda gazetedeki yerimi dolduracak birine teklif götürmüşsün meğerse.
Şaşırdım mı?
Tabi ki şaşırmadım.
Bu dünya düzeni içerisinde Allah'tan başka kimseye biat etmeyen, dik duranı kimse sevmez.
Bu yüzden beni harcama çabalarını anlıyorum.
Oysa bizim gibileri nesli tükenen insan türlerindendir, yerini doldurmak öyle göründüğü kadar kolay değildir.
Ben gitsem şayet kim senin yanlışlarını ve hatalarını yüzüne söyleyecek?
Batman Sonsöz sayfalarında kim ‘kral çıplak’ diyecek.
Kendimi koruma adına söylemiyorum ama zor bulursun benim gibisini.
Yanlış anlama kimseye minnetim yoktur, ceketim askıda hazır, yerimi alacak birini bulduğundan arkama bakmadan giderim.
Sonsöz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeliği görevi neyine yetmez?
Gel sen bu derebeylik sevdasından vazgeç, ben de işimi özgürce yapmaya devam edeyim.
Ne dersin?
