HAYATIMIZIN SEÇİMİ DEĞİL BU

23-03-2015

Seçmekle geçiyor ömrümüz.

Hayatımızı birleştireceğimiz eş,

Oturacağımız ev,

Okuyacağımız okul,

Fanatik düzeyde taraftarı olacağımız takım,

Yaşamak istediğimiz şehir,

Yapmak istediğimiz meslek,

Ve en zoru da oy vereceğimiz parti.

Seçim, Seçim, Seçim...

Bitmiyor seçimler!

Seçimlerin en zor olanı da nice tercih arasından birini seçmek, sonrasında da özenle seçip sende bağlılık yaratandan ayrılmayı seçmek.

Bir de ülkeyi yönetenleri seçmek, zor olanların en kralıdır. 

Seçmenlerin, seçimlere ilişkin seçimini yapma noktasında bin bir soru var kafasında.

En çok kafasını kurcalayan sorularsa;

Ya HDP barajı aşmazsa?

AK Parti Başkanlık sistemi için 400 milletvekili sayısını elde etmezse!

HDP barajı aşar ve AK Parti oy kaybederse!

Tek başına iktidar olacak kadar hiçbir parti oy almazsa,

Olmazsa, olursa?’nın yarattığı bir kafa karışıklığı ile seçim süreci işlemeye başladı.

7 Haziran Genel Seçimlerinin sonucu ne olursa olsun tabiî ki hayatımızın seçimi olmayacak.

Seçilmişlerin yönetim becerileri hayatımıza etki etse de hayatımızın seçimi değildir bu.

Öyle olmazsa da 3 ay seçim öncesi, 3 ay da seçim sonrası olmak üzere 6 ay boyunca gündemi meşgul edecek bu seçim.

Bütün sorunlar bu sayede 6 ay boyunca kilim altı edilecek.

Nasıl olsa ülkede seçim var diye kimse kimseye hesap vermeyecek, kimse kimseden hesap sormayacak da.

Bir kez daha ötelenecek ertelenecek biriken sorunlar.

Belki birçoğu da unutulacak atılan kilimin altında.

Biriken yığınla sorunları çözecek irade ve beceri sahibi birileri aday olur mu,  daha doğrusu gösterilir mi? onu zaman gösterecek.

Ama bir gerçek var ki biz vatandaşlar için olmasa da birileri için “hayatının” seçimi var.

Çünkü seçilecekler için büyük avantajlar yaratacak bir görevdir.

Tarihi bir fırsattır!

İşin tuhaf yanı, birilerinin hayatlarının seçiminde biz de bir seçim yapmak zorunda kalacağız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?