7 Haziran’da Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren bir seçim var.
Seçim telaşı bir aydan bu yana tüm ülkeyi, her kesimi sarmış sarmalmış durumdadır.
Seçim heyecanın sürdüğü bir dönemde Ağrı Diyadin’de yaşanan olaylardan sonra Devlet, AK Parti ve HDP cephesinden yapılan açıklamalar, sanki seçimden önce bizi bekleyen bir savaş var endişesi yarattı halkta.
Çünkü başta siyasilerin halka karşı kullandığı dil ve birbirlerine karşı kullandıkları dil, seçime değil de sanki savaşa bir hazırlık olduğu hissini uyandırıyor.
2,5 yıldır müzakere sürecinin başlaması ile birlikte silahların susması tüm kesimlerin çıkarına olduğu için yeniden bir savaşın başlaması herkes açısından bir felakete neden olur.
Ayrıca silahların yine devreye girmesi hiç kimseye ne oy ne de yarar sağlar.
Başta herkesin bu gerçeği bilmesi gerekir.
Silahla, tehditle, baskıyla oy almayı hayal edenler de hiç boşuna yorulmasınlar en zor dönemde bile, köylerinin yakılması pahasına baskılara boyun eğmediler.
Şimdi mi boyun eğecekler, hiç sanmam.
Bu yüzden yok halkı korkutmaymış, yok tehditmiş, seçim sonucuna çok da etki etmez.
Yaşanan 30 yıllık savaşın yarattığı tahribatlar, kayıplar, yaşattığı acıların tarifi ve tahmini imkânsızdır, ancak şu gerçek de inkâr edilemez, halkın korkularını yenmesi ve bilinçlenmesine de yol açtı.
Ağrı Diyadin’de seçim hesapları yoksa başka hesaplar mı vardı bilinmez ama çatışmazlığı sona erdirecek büyük bir provokasyon girişimi vardır ortada.
Diyadin halkı da canının ortaya koyarak bu oyunu bozdu.
Halkın tavrı ve duruşu da şu anlama geliyor ve şu mesajı veriyor bize “biz bu topraklarda kan ve gözyaşı istemiyoruz”
Doğrusu da budur.
Hasret olduğumuz toplumsal barışı da bu yaklaşımla elde edebiliriz ancak.
Bu mesaj Türkiye genelinin ortak mesajıdır.
O yüzden hiç kimse yanlış hesaplar peşinde koşmasın.
Gerginlik yaratarak, kan dökerek ne seçimde ne de başka bir zamanda hiç kimse kazanç elde edemez etmemiştir de.
Halkın huzuru ve canı üzerinden hiç kimse hâkimiyet kurmaya kalkışmasın.
Bu seçimin elbette galibi de kazanını da olacak.
Bu, dünyanın sonu anlamına gelmez.
Bir değil bin tane seçim için halkın huzurunu ve barışını bozmaya değmez.
Bu sebeple hazırlıklar savaş için değil de demokrasi ve şöleni içerisinde geçecek bir seçim için olmalıdır.
