HDP 4. Olağan Kongresi’nin gerçekleşmesi ile yeni bir dönem başlamış oldu.
Kongrede, Eş Genel Başkanlığa Pervin Buldan ve Prof. Dr. Mithat Sancar seçildi.
Parti Meclisi’nde de büyük bir değişiklik yaşandı.
100 kişilik PM’ye 80 yeni isim seçilmiş oldu.
Yönetim ve Parti Sözcüsü de değişti.
PM listesine giren 25 kişilik MYK listesine Batman Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Feleknas Uca da girdi.
HDP’de sadece isimler değişmedi, kuvvetli muhtemeldir hedefler ve anlayışta da birtakım değişimler yaşanacak.
Değişim sinyalleri sadece PM, yönetim ve Parti Başkanlığındaki değişiminden ibaret değil, 31 Mart Yerel Seçimlerden bu yana HDP’nin tutum ve söylemlerinde bir değişim söz konusu.
Tabi Mithat Sancar gibi toplumun geniş bir katmanında tanınan ve güven duyulan, muhafazakâr kesimin sempati duyduğu bir ismin olması ileriki süreçte bir takım gelişmeler ve değişimin de sinyallerini veriyor.
Eski Eş Genel Başkan Sezai Temelli yerine seçilen Prof. Dr. Mithat Sancar, Mardin Milletvekili ve TBMM de HDP Meclis Başkan Vekili, ayrıca Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü başta olmak üzere Türkiye’nin demokratikleşmesi için çalışmalar yürütmüş, Hükümetin çözüm sürecinde oluşturduğu Akil İnsanlar Listesinde yer almış bir isim.
HDP’de Sancar’ın bu deneyim ve birikimleri yeni dönem politikaları ile de uyuşuyor.
HDP’nin Türkiyeleşmesi politikaları için ve demokratikleşme için Sincar önemli bir fırsat.
Son kongredeki açıklama ve verilen mesajlarla Türkiyelileşme politikasından vazgeçmediği ve önümüzdeki süreçte bunun önündeki yanlış anlaşılma ve algıları ortadan kaldıracak çalışmalar yürütüleceği mesajı verildi.
Mithat Sincar bu yönde geliştirilecek politikalar açısından da son derece uygun bir isim olarak görülüyor.
Tabi yaşanacak değişimin sonuçları önümüzdeki seçimler için tutunacak tavır açısından belirleyici olacaktır.
AK Parti ile MHP ortaklığının gittikçe güçlenip bütünleştiği bir süreçte HDP’nin ittifak konusundaki tutumu muhalefet gücünü de belirleyecek bir noktada.
Her ne kadar şimdilik erken seçim gündemde değilse de HDP’nin önündeki en önemli konu seçim ittifakı olarak görülüyor.
Gerek kongrede gerekse kongre sonrasında HDP cephesinden gelen ittifak açıklamaları siyasette hareketliliğe neden oluyor.
Türki siyasette tek başına 18 yıldır iktidar olan AK Parti dahil ittifak yapıyorsa HDP’nin ittifak dışı kalması bu süreçte mümkün değildir.
Şimdiye kadar HDP ile ittifakı kabul eden partilerin oy oranları % 1’in altındaydı.
HDP son yerel seçimlerde geniş bir yelpazede el altında bir seçim ittifakı yaptı ve bunda başarılı oldu.
Ancak bu ittifak daha çok CHP ve (Kâhta gibi yerlerde) Sadet Partisi gibi muhalefetteki partilerin işine yaradı.
Anacak yeni süreçte HDP seçim ittifakını el altında değil de kamuoyuna açık ve şeffaf bir şekilde tüm muhalif partilere kapılarını açarak yapacağa benziyor.
Bu bekleyişten kısa vadede sonuç elde etmesi biraz imkânsız gibi görünüyor.
Çünkü HDP’ye bakış CHP dâhil gerçekten son derece iyi görünmüyor.
HDP’ye vebalıymış gibi bakılıyor ve bu partiye kimse yanaşmıyor.
Halen HDP ile ittifak, büyük bir risk olarak görülüyor.
Sincar gibi ılımlı ve demokrat bir isme rağmen AK Parti ile HDP’nin seçim ittifakı imkansız gibi görünüyor.
CHP, İyi Parti, Gelecek Partisi veya Babacan’ın yeni kuracağı parti ile de kısa süreçte bir ortaklaşma ve kader birliği mümkün gibi görünüyor.
Silahlı çatışmalar ve eylemler HDP’nin Türkiyeleşmesinin ve seçim ittifakının önünde ciddi manada bir engel olarak duruyor çünkü.
