HDP’NİN BARAJ PROBLEMİ!

04-02-2015

Aslında Türkiye’nin baraj problemi demek daha doğru olur!

HDP’nin 2015 genel seçimlerine parti olarak gireceğini açıklamasından sonra, siyasi kulisler kaynamaya başladı.

HDP barajı aşabilir mi?

Aşarsa kaç milletvekili alır?

Bu durumda bölgedeki siyasi şablon ne olur?

Aşmazsa onun yerine meclise kimler girer, birileri bunu kullanıp ortamı ne kadar gerer?

Kafalarda deli sorular!

HDP barajı aşarsa, Ak parti bölgeden neredeyse silinecek! Bu, bölge halkının faydasına mı olacak, zararına mı bunu zaman gösterecek. Aynı zamanda HDP ulusal ve uluslararası arenada ciddi bir güç ve prestij sahibi olacak!

Ama ikinci bir ihtimal var ve bu daha güçlü bir ihtimal. HDP’nin barajı aşmaması!

Muhtemel sonuçta bence bu! Buna rağmen HDP niye böyle bir maceraya giriyor derseniz, iki ihtimal var.

Ya hükümet Öcalan ile anlaştı. “Siz parti olarak girip gücünüzü görün, bizde tek başımıza anayasayı değiştirecek sayıyı yakalayalım. Anayasa değişikliğinde de size şu kolaylıkları sağlarız…

Ya da HDP ve arkasında ki güçler, cumhurbaşkanlığı seçiminde ki 9,7 den cesaret aldı. Biraz daha sağlam argümanlarla barajı geçebileceğini düşündü. Birileri de bu düşüncelerini güçlendirecek yatırımların sözünü verdi…

Eğer hükümetle anlaşılmış ve karşılıklı sözler verilmişse, bölgede seçimler bir tiyatrodan ibaret olacaktır. Tek renk Hüda Par’ın bağımsız adayları olacaktır. Onların da bölgeden meclise parlamenter göndermesi sürpriz olmayacaktır.

Ama birilerinin gazına gelip özgüven patlamasıyla girilir ve seçim kaybedilirse, o zaman nahoş manzaralar yaşanır. Bu nahoşluğun sinyallerini çok bariz olarak veriliyor.

Biri çıkmış “barajı geçmezsek biz değil hükümet düşünsün” diyor!

Diğer biri “barajı geçemezsek sokak dahil her hakkımız kullanırız, ülkeyi erken seçime zorlarız” diyor.

Bunun anlamı nedir?

Biz barajı aşmazsak ortalığı birbirine katarız. Ortalığı birbirine katarız diye tehditler savurup, Türkiye partisi olabilir misiniz?

Türkiye partisi olmadan barajı aşabilir misiniz?

Cumhurbaşkanlığı seçimleri deyip kanmayın?

Çünkü o seçimde tek sol aday sizdeydi. Diğer oyları Tayyip Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu paylaştı, gerçek solcular da size kaldı.

Ben solcu olsam ben de oyumu Selahattin Demirtaş’a verirdim!

Çünkü hiçbir gerçek solcu, dini kimliğini ön plana çıkaran birine oy vermez. Hiçbir kaliteli ülkücünün de solun çıkardığı adaya eyvallah demesi beklenemez.

Demirtaş da bu krizden faydalanıp oyları kaptı!

Demirtaş, boş adam mı, tabii ki değil!

Bence Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan daha donanımlı ama toplumun gerçeği ve siyasi hassasiyetler var. Birileri ver dedi mi veriyor birileri!

Haziran seçimlerine ise 3 değil, 31 parti giriyor. Solcu var, sağcı var, ulusalcı var, ortacı var, aşırı uç var…

Oylar dağılacak, bu dağlımdan umduğunu bulamayan HDP ise ortalığı dağıtmayı deneyecek! Allah korusun bu kafa çok tehlikeli!

Olursa güzel olur, olmazsa ortalığı dağıtırım!

HDP’ye tavsiyem, Haktan ve halktan başka kimseye güvenmesin. Demokrasiye inanıyorsa, seçime girsin ve sonuçlarına da katlansın. İnanmıyorsa, önce seçime girip, sonra da milleti tehdit etmesin!

Her aklı başında adam bilir ki HDP’siz bir meclis eksik kalır ama kendi verdiği karara da kimsenin müdahale şansı olamaz. Kendi verdiği karar içinde başkasını suçlamanın anlamı olmaz…

Daha aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?