Halkın gündemi hala seçim ve siyaset olunca hali ile günlerdir biz de aynı döngü içinde dönüp duruyoruz.
Siyasete inanmayan ve sevmeyen biri olarak siyaset yazmaktan çok da keyif almıyorum.
Ama gündemden kopmamak, güncel konuları yazmak adına bu gün yine siyasete değineceğim.
Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan, ilk kez bir konu hakkında yazı yazmamı istedi.
Ayrıca bir okurum, seçim ve siyaset ile ilgili sitemini dile getirdi;
“Allah aşkına yeter” diye isyan edince “bu gün de bana müsaade edin, söz veriyorum, en yakın zamanda siyaset döngüsünün dışına çıkacağım” yanıtını verdim kendilerine.
Oysa seçimde alınan sonuçlarla ilgili yazılacak o kadar çok mevzu var ki, haftalarca yazacak kadar malzeme verdi bu seçim bana.
Bu gün yazı konum yine siyaset olacak ve seçimlerde birçok yerde bir önceki seçimde rekor oy oranı ile kazandıkları Belediyeleri kaybeden HDP’nin taktik ve ilkesel hataları üzerinde duracağım.
Tabanda HDP başarısı ile ilgili çok şey konuşuluyorken, parti yöneticileri gerçeklerin farkındalar mı acaba?
Tarafsız biri olarak şimdi gerçekleri yazmazsam, başarısızlıkların üstü örtülür gider diye tabanın sesini burada duyuracağım.
Son yerel seçimde hem HDP’nin hem de rakip olarak gördükleri AK Parti’nin yaptığı hatalar ve birbirleri ile uğraşmaları, bu seçimde her ikisine de kaybettirdi.
Politik başarısızlıklar nedeni ile HDP, 2014 seçimlerinde kazandığı 3 il belediyesini ve 25’e yakın ilçe belediyesi ile birkaç belde belediyesini kaybetti.
Elbette kayıpların yaşanmasında dışsal- içsel birçok faktör olduğu söylenebilir, ancak bana göre kayıpların en önemli nedenlerden biri Ak Parti ile girişilen bilek güreşi, aday belirleme noktasında yapılan yanlışlıklar ve birçok yerde başka partilerin kazanacağı ihtimali üzerinde durularak aday gösterilmemesidir.
Bu durum, HDP tabanında ülke genelinde ciddi manada bir kırılmaya neden oldu.
Seçimde kendileri ile gizli ve açık hiçbir şekilde seçime katılan partiler ittifaka yanaşmazken, tehlike olarak gördükleri yerlerde dahi sırf AK Parti’ye kaybettirmek amacı ile aday göstermeye yanaşmadılar.
Elbette bir muhalefet partisi olarak iktidar partisi ile yarışabilir, rekabet edilebilir ancak bu yarışın en büyük amacı sadece kazanmak olmalı.
Oysa yerel seçimlerde en büyük hedeflerinden biri, kazanmaktan ziyade AK Parti’ye kaybettirmek üzerine kuruluydu.
“Seçimde oylarımızı nasıl artırırız, daha önce kazandığımız belediyeleri tekrar nasıl kazanır ve bunlara yenisini nasıl ekleriz” taktiklerini geliştirmekten ziyade, daha çok iktidar partisine kaybettirmeye enerjilerini harcadılar.
Yerele gelecek olursak;
Batman merkezde her ne kadar başarı elde edilmiş gibi görünüyorsa da il geneli büyük bir başarısızlık söz konusudur.
Mesela Sasonlu Milletvekili Rüştü Tiryaki gibi güçlü bir koz varken, Sason bölgesinde aday göstermemenin haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Hele hele feodalizm ve erkek egemenliğinin kırılmadığı birçok ilçe ve beldeye kadın kontenjanı olarak belirlemek, resmen kaybetmeye davetiye çıkarmak değil miydi?
Aday belirleme noktasında, Beşiri örneğinde olduğu gibi, belediyeleri rakiplere adeta altın tepside sundular.
İşte bütün bu hatalar hem Türkiye geneli hem de Batman genelinde HDP’yi geriletti.
Bence genel anlamda öyle gururlanacak, zafer sayılacak bir başarı yok, hatta gözle görülür kayıplar yaşanmış.
HDP’yi gerileten diğer bir neden de sebebi ne olursa olsun ve kim olursa olsun, belediyeleri ellerinde bulunan şehirlerdeki hendek eylemleriydi.
Bunun faturası, ilk belediye seçimlerinde HDP’ye kesildi.
Hele hele son seçimlerde olduğu gibi AK Parti’nin kayıpları üzerinden moral bulmak, İyi Parti’nin kadim ortağı CHP’nin başarısı üzerinden sevinmek ve hataları görmezden gelmek, HDP’ye ilerdeki seçimlerde daha büyük kayıplar yaşatır. .
HDP’nin seçimlerde yapılan taktik hatalar ve başarısızlıkları değerlendirip bir özeleştiri yapması gerekiyor bence.
