HER ŞEYİN ÇIKMASIDIR PAYIMIZA DÜŞEN

13-12-2016

Bereketli ve kadim olduğu kadar acılı bir coğrafyada yaşıyoruz.

Çok hareketli, zorlu ve kederli bir hikâyesi var her birimizin.

Sevinmeler, mutluluklar, gülmeler ve aşklarımız kısa oluyor he.

Hiçbir şeyimiz tamı tamına değildir.

Her şeyimiz yarım yamalak, ucuz ve değersiz.  

Yiyeceğimize, giyeceğimize kadar her şey böyledir.

Hatta okuduğumuz ulusal gazetelerin kâğıdı, sayfa adedi ve baskısına her şey farklı ve özensiz.

Yarım asırlık yaşamımda bu kanıya vardım.

Tabı çoğu kişi bu gerçeklerin farkında değil.  

Yaşamdaki değerimizi birkaç yıl önce Batman Hal’inde meyve sebze komisyonculuğu yapan bir arkadaşım sayesinde öğrendiğim bir gerçeği anlatacağım sizlere.

Haldeki sebze ve meyve fiyatlarının ucuzluğu dikkatimi çekmiş ve fiyatların neden bu kadar ucuz olduğunu sormuştum.

Nurullah ismindeki arkadaşım “çıkma işi yaptığımız için fiyatlar ucuzdur” demişti.

“Çıkma nedir?” diye sorunca “Bir gün benimle alım yaptığımız yere gel, daha iyi anlarsın” demişti.

Ben de davetine icabet edince Hatay Samandağ’ına birlikte yolculuk yapmıştık.

Samandağ’ında bir bahçe veya büyük bir komisyoncuya gideceğimizi beklerken bir fabrikaya gittik.

Bana önce fabrikayı gezdirdi.

Çoğu kadın, yüzlerce çalışanı vardı fabrikanın.

Bahçelerden toplanan meyveler bir bandın üzerinden dönüyordu,

Önce makine marifeti ile boyutuna göre ayırışım yapılıyordu.

Ufak ve işe yaramazlar alta düşüyordu, üstte kalanları ise çalışanlar tarafından darbelenen, yamuk olan, çürüğü veya eziği olan ayrılaştırılıyordu.

Ayırışıma işlemi sonunda meyveler dört ayrı kaliteye ayrılıyordu.

Birinci kalitesi yıkanıp, mumlanıp titizlikle ambalajlanıp Avrupa’ya ihraç ediliyordu.

İkinci kalitesi Rusya ve Arap Ülkelerine İskenderun limanından sevk ediliyordu.

Üçüncü kalitesi büyük marketlere ve metropol kentlere gidiyordu.

Dördüncüsü kalite ise Türkiye içindeki Batman gibi taşra kentlere gönderiliyordu.

O gün fabrika önünde epey beklemiştik.

Çünkü şansımıza o gün fabrikaya gelen meyveler arasında fazla çıkma yoktu.

Çıkma diye ayrılan meyvelerin ayrıldığı bölümde beklerken komisyoncu olan arkadaşı, meyvelerden bir kaçını alıp “neden çıkma” diye ayrıldığını teker teker bana defosu ile birlikte gösteriyordu.

Çıkma meyvelerin her birinde mutlaka bir kusur vardı.

O gün daha çok anladım ki bu dünyada payımıza düşen sadece acılar değil, meyvenin çıkması da düşüyormuş.

Yani anlayacağınız yaşamın her alanında felek bize hiç cömert davranmadı bu dünyada.

Dünya bize çok güzel gün yüzü göstermedi?

Hep dert, acı ve keder!

Vurulduk, yıkıldık hayatın acılı yüzü buldu hep bizi.

Sanırdık yediğimiz meyve aynıdır.

Aynı portakalları,

Aynı elmaları,

Aynı mandalinaları,

Aynı muzları,

Yediğimizi sanıyorduk.

Meğerse başkasıyla yediğimiz meyve bile aynı değilmiş.

Bize çıkması yani defolusu düşüyormuş meyvenin bu hayata.

Sadece meyvenin değil her bir nimetin çıkmasıdır payımıza düşen.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?